YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1341
KARAR NO : 2022/3358
KARAR TARİHİ : 25.04.2022
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03.11.2020 tarih ve 2019/122 E. – 2020/676 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki dikey anlaşmanın Rekabet Kurumu’nun tebliğ ve kararları doğrultusunda öngörülen süreden önce sonlandırıldığını ileri sürerek, davalı şirkete 25/07/2005 tarihinde ödenen inkişaf bedelinin geçersiz kalan bakiye süreye kıstelyevm usulü hesaplaması sonucunda isabet eden 102.178,51 TL’nin iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline, ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği ya da elde etmesi beklenilen tüm semerelerinin karşılığı olarak 137.756,50 TL’nin değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 15/10/2004 tarihli 1 yıl süreli sözleşme yapıldıktan sonra 01/03/2005 tarihli 5 yıl süreli bir başka sözleşme yapıldığını ancak davacının bu sözleşmenin tarihini 23/03/2007 olarak tahrif ettiğini, davacı taleplerinin yersiz olup, davacının müvekkiline sözleşme süresi öngörülerek ödenmiş bir bedel olmadığını, davacıya davalının bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; inkişaf bedelinin, akaryakıt istasyonunda satışların kolaylaştırılması ve arttırılması için yapılması gereken bazı yatırımlar için ödenen para olduğu, bu nitelikte ödenen paraların, dağıtıcı şirketin kendi ürünlerini satabilmek için bayiye teknik yatırımlar için ödediği paralar olup, bu paralar ödenirken sözleşmenin süresine bakılmaması gerektiği, taraflar arasındaki 25.12.2001 tarihli Protokol’ün 2. maddesine göre; bayi, mülkiyeti kendisine ait olan ilgili taşınmaz ve burada inşa edilmiş ya da daha sonra inşa edilecek satış yeri ve müştemilatı üzerinde bayilik veren lehine 15 yıllık süre için intifa hakkı tesis ettirmeyi ve bu konuda intifa sözleşmesi akdetmeyi taahhüt ettiği, buna karşılık bayilik veren de, söz konusu taşınmaz üzerinde inşa edilmiş ya da daha sonra inşa edilecek satış yerinin işletilmesi hususunda, davalı ile Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi akdetmeyi taahhüt ettiği, 15.10.2004 tarihinde, taraflar arasında 1 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi akdedilmiş, bu sözleşmenin 3 nolu maddesi hükmüne göre; 1 yıllık süre sona ermeden önce taraflarca feshedilmediği takdirde sözleşmenin kendiliğinden aynı şartlarda 1 yıl daha uzayacağı kararlaştırılmış, işbu Bayilik Sözleşmesi’nde davalı/bayinin davacı lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis etmekle yükümlü olduğu veya taahhüt ettiği kararlaştırmamış olup, akdi ilişkinin Rekabet Kurulu’nun kararı ve duyurusu sebebiyle 18.09.2010 tarihi itibariyle sonlandırıldığı, tapudan gelen cevap ile söz konusu intifanın tesis edilmediğinin anlaşıldığı, davacının davalıyı, intifa tesis etme borcunun ifası bakımından temerrüde düşürmediği, inkişaf bedelinin ise; 15.10.2004 tarihinde yapılan 1 yıllık bayilik sözleşmesi dönemi içinde davalının, 25.07.2005 tarihli, 187.832,40 TL bedelli, inkişaf bedeli açıklamalı kestiği faturaya binaen 25.07.2005 tarihinde davacı tarafından ödendiği anlaşılmakla, davacının inkişaf bedeli olarak yaptığı ödemenin sözleşme gereği olarak, sözleşmenin süresine bakılmaksızın yapılması gereken teknik yatırımlar için ödenen para olduğu ve dağıtım şirketinin tanıtımı amaçlı ödenmiş olduğu, ilk sözleşmedeki davalının 15 yıl süreli intifa hakkı tesis etme yükümlüğünden tarafların örtülü (fiili) anlaşması ile vazgeçilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacının davalıya ödediği bedelin inkişaf bedeli olarak verildiğinin anlaşılmasına, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmelerde davalıya ödenen bedelin 15 yıllık sözleşme süresine hasren ödendiğine dair bir hüküm bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.