Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/1321 E. 2022/6068 K. 20.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1321
KARAR NO : 2022/6068
KARAR TARİHİ : 20.09.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.12.2018 tarih ve 2017/1173 E- 2018/992 K. sayılı kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 09.10.2020 tarih ve 2019/419 E- 2020/838 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar, müvekkillerinin özel halk otobüsü ile şehir içi yolcu taşımacılığı yaptıklarını, 2002 yılında Talas Belediyesi’nin 2886 sayılı Kanun’a göre 49 yıllığına 28 adet hattın tahsisi için ihaleye çıktığını, müvekkillerinin bir hatta ilişkin ihaleyi aldıklarını ve hat bedelini ödeyerek hak sahibi olduklarını, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin 12/10/2015 ve 904 sayılı meclis kararına istinaden toplu taşıma sistemini denetleme yetkisinin diğer davalı … Ulaşım AŞ’ye verildiğini, bu şirketin otobüs işleticilerine hizmet sözleşmesi imzalatmak istediğini, müvekkillerinin bu sözleşmeyi imzalamadıklarını, davalılara ihtarname göndererek müvekkillerinin ihaleyi kazandıkları Kayseri-Talas hattında görevlendirilmelerini istediklerini, ancak taleplerinin sonuçsuz kaldığını, davalı şirket tarafından müvekkillerinin düşük yolcu bedeli olan diğer hatlarda görevlendirildiklerini, müvekkillerinin sahibi olduğu hatta ise başkalarının çalıştırıldığını, yapılan işlemin müvekkillerinin kazanılmış haklarını ihlal ettiği gibi MK’nın 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kurallarına da aykırı bulunduğunu ileri sürerek, müvekkillerinin sahip oldukları hatta el atmanın önlenmesi ile müvekkillerinin Kayseri-Talas hattındaki toplu taşıma faaliyetine, yolcu sayısı karşılığı ücret alınması suretiyle devam ettirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili, davanın idari yargının görev alanına girdiğini, davaya adli yargıda bakılacak ise görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğunu, aynı iddialarla idari yargıda açılan davanın reddedildiğini, kesin hüküm nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, 5393 sayılı Kanun’un 15/f maddesi uyarınca müvekkilinin yolcu taşıma işine ilişkin münhasır yetkisinin bulunduğunu, aynı Kanun’un 26. maddesine göre de bu yetkinin diğer davalıya devredildiğini, davacıların taleplerinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Ulaşım A.Ş. vekili, diğer davalıya ait şehir içi yolcu taşıma işini düzenleme yetkisinin müvekkiline devredildiğini, davacıların daha önce idare mahkemesinde açtığı davanın reddedildiğini, müvekkilince havuz sisteminin uygulanmasında bir hukuka aykırılığın bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacılarca 12/04/2002 tarihli sözleşme gereğince ilgili hatta çalışmanın devamı yönünde talepte bulunulmuş ise de, taraflar arasında imzalanan 12/04/2002 tarihli Talas Belediyesi Denetimli Özel Halk Otobüsleri İşletme Sözleşmesinin 4. maddesinde işin yapılma yeri olarak belirtilen alanlar yönünden “gelecekte belediyeler arasında toplu taşımacılık oluştuğu takdirde sözleşmeden dolayı Talas Belediyesi’nin sorumluluğu yoktur” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, gelecekte yapılacak değişikliklerin de kabulü ile imzalanan sözleşmenin varlığı karşısında, davalı … Belediyesinin sözleşme sonrası aldığı 12/10/2015 tarihli ve 904 sayılı meclis kararı ile davalı … Ulaşım Şirketi arasında 28/12/2015 tarihli protokolün imzalanması ve bu protokole göre düzenleme yapılmasının istenmesi açısından davacıların haklarına engel olan bir durum görülmediği, davacılar tarafından açılan tüm idari davaların kamu hizmeti ve düzeni de dikkate alınarak reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşıma ilişkisinden kaynaklanması karşısında, davaya bakma görevinin adli yargı mahkemelerine ve adli yargı içinde de asliye ticaret mahkemesine ait olduğu, davacıların Talas Belediyesi’nin 2002 yılında yaptığı ihaleyi kazandıkları, davacılar ile Talas Belediyesi arasında imzalanan sözleşmenin 4. maddesinde, “gelecekte belediyeler arasında toplu taşımacılık oluştuğu takdirde sözleşmeden dolayı Talas Belediyesi’nin sorumluluğu yoktur” düzenlemesine yer verildiği, daha sonra Kayseri Büyükşehir Belediyesince alınan karar uyarınca, toplu taşıma sistemini denetleme yetkisinin diğer davalı Şirkete devredildiği, 5393 sayılı Kanun’un 15/f maddesinde, belediyenin yetkileri ve imtiyazları arasında toplu taşıma yapmanın, bu amaçla otobüs, deniz ve su ulaşım araçları, tünel, raylı sistem dâhil her türlü toplu taşıma sistemlerini kurmanın, kurdurmanın, işletmenin ve işlettirmenin sayıldığı, bu yetkinin devrinin de mümkün olduğu, anılan yetkinin devrine ilişkin kararın iptali için açılan davanın da idare mahkemesince reddedildiği, bu durumda davacıların çalıştıkları hattın değiştirilmesinin mümkün bulunduğu, aksinin kabulü halinde şehiriçi taşımacılık konusunda yeni bir düzenlemeye gitmenin ve bir kamu hizmeti olan şehiriçi yolcu taşımacılığının düzenli bir biçimde yürütülmesinin imkansız olacağı, davacıların, Talas Belediyesi ile yaptıkları sözleşme kapsamındaki hatta çalıştırılmamalarından kaynaklanan maddi zararlarını açacakları davada talep etmelerinin mümkün olduğu gerekçeleriyle davacıların istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 20/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.