Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/1243 E. 2021/6915 K. 07.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1243
KARAR NO : 2021/6915
KARAR TARİHİ : 07.12.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.11.2018 tarih ve 2017/1107 E. -2018/1029 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.06.2020 tarih ve 2019/213 E. -2020/564 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline iade edilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların yönetici oldukları dava dışı Teksfil İplik Örme San. ve Tic. A.Ş’nin, 6 adet faturayı ödememesi üzerine, icra takibine girişildiğini, takibe itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığını, davaya konu borç tarihinde ve sonrasında şirket yöneticisi olan davalıların, müvekkilinin aleyhine olarak borçları ödeme yoluna gitmediklerini, kusurlarıyla ödememe yolunu seçtiklerini, takipte de işi sürüncemeye bırakmak için kötü niyetle itiraz ettiklerini, hukuki sorumlulukları dışında davalıların TTK 512 ve 513 maddeleri uyarınca geri verme yükümlülüklerinin olduğundan tazminat taleplerinin olduğunu ileri sürerek tahsilde tekerrür olmamak üzere; müvekkili şirkete borçlu olan … İplik Örme San. ve Tic. A.Ş’nin yöneticisi olan davalıların bu şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu ve borçlu olduklarının kabulüne, davalıların müvekkil şirketin uğradığı
zararları tazminine, mahkemece belirlenecek tazminatın her bir fatura borcunun son ödeme tarihinden itibaren borçlu şirkete uygulanan faiz oranı üzerinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, davacının alacağı dava dışı şirketten olan faturalı alacağına dayandığından davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını, olayda kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, müvekkilleri müteveffa Kenan Şekeroğlu mirasçılarının mirası reddettiklerinden bu davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, kaldı ki, davanın esastan reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, somut olayda davacının iddiası, davalıların şirketi iyi yönetememesi sebebiyle şirketi zarara uğrattığına yönelik olup, dolaylı zarara ilişkin işbu davanın TTK’nın 309. maddesine dayalı olarak açıldığının kabulü gerektiği, davacı alacaklının dava hakkının bulunduğu ancak, böyle bir davada davacının dava sonunda hükmedilecek tazminatı şirket yararına istemiş olması gerektiği, oysa somut olayda, davacı alacağın kendisine ödenmesini talep ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça tazminatın bizzat kendisine ödenmesinin talep edildiği, işbu davanın dinlenemeyeceği, davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, ancak, davalılar müteveffa Kenan Şekeroğlu’nun yasal mirasçıları … ve …’nun murisin mirasını reddettikleri ve reddi mirasa ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamının dosyaya sunulmuş olduğu, bu davalılar hakkında davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, HMK’nın 33, 355. maddeleri uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm verilmesine, davanın davalılar müteveffa Kenan Şekeroğlu mirasçıları yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tarafların temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07/12/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.