Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/1197 E. 2022/3134 K. 19.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1197
KARAR NO : 2022/3134
KARAR TARİHİ : 19.04.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.11.2020 tarih ve 2019/277 E. – 2020/471 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, toptan meyve sebze ticareti yapan müvekkilinin 10 yıldır davalı banka ile çalıştığını, bankacılık işlemlerini ise yanında sigortalı olarak çalışan diğer davalı aracılığı ile takip ettiğini, müvekkilinin 2007 yılında kullanmış olduğu ticari kredinin teminatı olarak bir taşınmazında 120.000.-TL bedelle davalı banka lehine ipotek tesis ettiğini, bu kredi borcunu kapattığını, 2009 yılı başlarında bir banka görevlisinin müvekkilini arayarak kredi borcunu ödememesi halinde ipoteğin paraya çevrileceğini bildirmesi üzerine banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davalı …’ın müvekkilinin yazılı ve sözlü bir talimatı olmaksızın diğer davalı bankadan kredi kullandığının tespit edildiğini, bankanın sorumluluk kabul etmemesi ve davalı …’ın da borcu kapatamayacağını belirtmesi üzerine müvekkilinin söz konusu kredi borcunu kapatmak için ipotekli taşınmazını haricen satarak kredi borcunu kapatmak zorunda kaldığını, davalı bankanın, müvekkiline ait hesap üzerinden her türlü tasarrufta bulunan, adına kredi çekerek müvekkilini borçlandıran, davalı … ile birlikte, işlemleri yaparken vekalet aramadığı gibi gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek oluşan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 100.000.-TL’nın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, diğer davalı …’ın davacının yanında çalıştığını, bu şahsın banka işlemlerini davacının bilgisi ve onayı dahilinde yaptığını, müvekkili ile uzun zamandan beri bu şekilde çalıştığını, davalı … tarafından davacının kredi hesabından paralar çekerek kendi hesabına aktarmalar yaptığını, yapılan bu aktarmalar ile de davacının mal alımı yaptığı firmalara paralar gönderdiğini, davacının adam çalıştıran olarak seçtiği kişide özensiz davranmış olabileceğini, çalıştırdığı kişi tarafından dolandırıldı ise bunun sorumluluğunun müvekkiline yüklenemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili, müvekkilinin diğer davalı Banka’dan davacı adına kredi kullanımının söz konusu olmadığını, davacının işlerini takipte, müvekkiline davacı tarafından vekaletname verildiğini veya bankalara talimat yazıldığını, müvekkilinin usule aykırı bir iş yapmadığını, müvekkilinin uzun süreden bu yana davacının bilgisi ve onayı tahtında hesaplarından paralar çekerek alacaklılarına havaleler yaptığını, söz konusu kredinin de bu şekilde kullanıldığını, dolayısıyla herhangi bir zararın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının çalışanı olan davalı … ‘in davalı bankadaki hesaplarından para çekip yatırma, çek teslim etme işleri yaptığı, bu işlemlerin ticari vekil tarafında yapılabildiği, kambiyo senedi düzenleme, kredi çekme gibi tacir borçlandırma işlemlerini ancak ticari temsilcinin yapabileceği, hatta özel yetkisi olmadıkça ticari temsilcinin tacirin gayrimenkulleri üzerinde ipotek tesis edemeyeceği, davacının, bankadan çekeceği kredilere karşılık gayrimenkulünü ipotek verdiği, bunun karşılığında 2 adet kredi çektiği, kredi geri ödeme planlarının incelenmesinde davacının imzasının mevcut olduğu, dava konusu kredi işlemlerinde ise davacının imzasının bulunmadığının anlaşıldığı, davalı … ‘ın ticari temsilci olmayıp ticari vekil olduğu, kredi çekmeye yetkili olmadığı, tacirin taşınmazlarına ipotek tesis etme gibi ticari temsilcinin yetkisinde dahi olmayan bir durumda tacirin ipoteklerinin paraya çevrilmesine neden olacak şekilde kredi kullandırılması ticari vekilin yetkisini aştığı, ticari temsilcilik yetkisi olmayan kişiye kredi kullandıran davalı bankanın bu usulsüz işlemden sorumlu olduğu, davacının, davalı çalışanı … ‘a bankadaki hesaplarından para çekme, yatırma, ticari borçlarını ödeme, çek teslim etme gibi yetkiler verdiği, davalı çalışan beyanında çekilen krediden davacının ticari borçlarını ödediğini, davacının bu durumdan haberdar olduğunu iddia etmiş ise de davacının hesaplarında sadece kullanılan usulsüz kredilerin değil, nakit akışı ve çekle ödemeler yer aldığından, bu ödemelerden hangisinin kredi karşılığı, hangisinin hesaptaki mevcut paradan yapıldığına ilişkin davacı yana ne davalı ne de banka tarafından dosyaya bir bilgi yada belge sunulmadığı, davacının çalışanını gözetleme ve denetleme ile yükümlü ise de bu yükümlülüğün tahsil ve ödemelere ilişkin olup bankadan kredi çekip çekmediğini kontrol yükümlülüğünün olmadığı, davacının yazılı olarak vermediği bir yetkinin, sırf bankacılık işlemlerini yapabiliyor olması nedeniyle, taraflar arasında teamül haline geldiği iddia edilerek, ticari vekilin taciri (davacıyı) borçlandırabileceğinin ileri sürülemeyeceği, davalı … tarafından davacının hesabından çekilen ve nereye harcandığı belirlenemeyen dava konusu tutarın 59.048.- TL olarak tespit edildiği, bu tutarın 30.000.- TL’si davalı … tarafından davacı …’ın hesabına nakit olarak yatırıldığından dava konusu tutarın 29.048.- TL olduğunun tespit edildiği, davalı …’ın bu miktarı davacı adına sarf ettiğini ispatlayamadığı, bu durumda 29.048.- TL olarak belirlenen davacı zararının meydana gelmesinde, davalı taraflar olan … ve Akbank …Şubesi’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği, müterafik kusur yönünden bilirkişi incelemesi neticesinde davalı bankanın ticari mümessillik yetkisi olmayan, yazılı olarak yetkilendirilmemesine rağmen sırf davacı adına bankacılık işlemlerini yapabildiğinden hareketle yazılı yetki belgesi aramaması nedeniyle %50 kusurlu olduğu, her ne kadar davalı … yönüden bilirkişi raporunda %50 kusurlu olduğu belirtilmiş ise de yapılan değerlendirme neticesinde davacı …’ın iyi adam çalıştırmayarak usulsüz işlemleri yapan kişinin kendi çalışanı olması nedeniyle oluşan zarardan müterafik kusurunun bulunduğu ve bankanın %50 kusuru karşısında davacının da %50 kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 14.524,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı … vekili ile davalı banka vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 744,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.