YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1146
KARAR NO : 2022/2827
KARAR TARİHİ : 05.04.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce bozmaya uyularak davanın reddine-kabulüne dair verilen 25.11.2020 tarih ve 2020/751 E. – 2020/2016 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davacı birleşen davalı vekili asıl davada, davalı adına tescilli 2007/13103 sayılı “PROBİOX” ibareli markanın kullanılmadığını ileri sürerek anılan markanın tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiş, birleşen davada ise birleşen davacı adına kayıtlı markanın kullanılmadığını, sonraki markanın da kötüniyetle tescil edildiğini, bu nedenle birleşen davacının marka hakkının bulunmadığını, ayrıca davacı adına tescilli “PROBİOX” markası ile müvekkili tarafından kullanıldığı iddia edilen “PLANTİST PROBİX” ve “PROBİX” markalarının benzer bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davalı birleşen davacı vekili asıl davada, markanın kullanıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, birleşen davada ise birleşen davalı tarafça müvekkili markasının izinsiz olarak www.probix.com.tr ve www.umitaktas.com isimli internet sitesinde kullandığını, bu isimle reklam ve tanıtım yaptığını, bu durumun marka hakkının ihlali olduğunu ileri sürerek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına ve ortadan kaldırılmasına, internet adresinde ve sair yerlerde “PROBİOX” markasının ve alan adının kullanmasının engellenmesini, 100.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, asıl davada kullanmama nedeniyle hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, birleşen davada ise birleşen davalının “PROBİX ” ibareli kullanımlarının bulunduğu, ibarenin alan adında yer aldığı ve aynı sitede bu markalı ilacın pazarlandığı, “PROBİOX” ve “PROBİX” markaları arasında benzerlik bulunduğu, her ne kadar birleşen davalının 2014/08143 sayılı “PLANTİST PROBİX” markası tescil edilmiş ise de, kullanımın “PROBİX” ibaresi olduğu, bu kullanımın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, davalı adına tescilli 2007/18103 no’lu markanın kullanmama nedeniyle iptaline, birleşen davanın kısmen kabulüne, davalının davacıya ait markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, www.probiox.alan adındaki “PROBİOX” ibaresinin alan adından terkinine, terkin edilmediği takdirde erişime kapatılmasına, 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Bu kararın taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kurulan karar Dairemizin 2019/2536 E. – 2020/651 K. sayılı ve 22/01/2020 tarihli ilamıyla bozulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, asıl davada, davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, 556 sayılı KHK’nın 42. maddesinin davadan önce Anayasa Mahkemesi’nin 09.04.2014 tarihli 2013/147 E. – 2014/75 K.sayılı kararıyla, KHK 14. maddesinin davadan sonra 14.12.2016 tarihli 2016/148 E. – 2016/189 K.sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesine, birleşen davada, davalı-birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, tarafların usuli kazanılmış hakları korunmak suretiyle, davalı tarafça yapılan kullanımlar davacı markasına tecavüz teşkil ettiğinden markaya tecavüz ve haksız rekabetin men ve ref’ine, ancak, birleşen davacı adına tescilli markanın asıl davada kullanılmadığı tespit edildiğinden, birleşen davacı tarafça, kullanılmayan markaya vaki tecavüz nedeniyle manevi zararın doğduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 42.80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan alınmasına, 05/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.