Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/1 E. 2022/6131 K. 21.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1
KARAR NO : 2022/6131
KARAR TARİHİ : 21.09.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Didim (Yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.09.2020 tarih ve 2020/125 E. – 2020/167 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 20.09.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ……. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan … ile davacı arasında imzalanan sözleşmelere istinaden yapılıp teslim edilen villanın tapu devrinin gerçekleştirilmesi için davalı …’a icra takibine konu senedin verildiğini, senet bedeli ödendiği halde villanın tapu devri gerçekleştirilmediğinden senedin bedelsiz kaldığını, davacının bu miktarda bir senedin altına bilerek imza atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını, senedin muvazaalı olarak diğer davalıya ciro edildiğini ileri sürerek davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline, % 40 kötüniyet tazminatına, takip dosyasında tahsil edilen meblağın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacının şikayeti üzerine Didim Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında yaptırılan imza incelemesi sonucu alınan raporda senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, senedin bedelsiz olduğu iddiasının diğer davalıya karşı ileri sürülebileceğini, davalı …’ın senede ciro yolu ile hamil olduğunu savunarak davanın reddi ile % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, senetteki imzanın davacıya ait olduğunu taraflar arasında villa alım satımından doğan bir ilişki bulunmadığını, sözleşme bedeli 540.000,00 TL olduğu halde senet bedelinin 350.000,00 TL olduğunu, sözleşmede senet verileceğine dair bir kayıt bulunmadığını, davacının senedin teminat olduğu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, davacının borcun kabulünü içeren protokol imzaladığını, senedin nakit olarak davacıya verilen para karşılığında alındığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu senede 3 ve 0 rakamlarının sonradan eklendiği tespit edilmiş olup, davacının borcun 5.000,00 TL’lik kısımdan sorumlu olup geri kalan kısımdan sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacının 09/10/2009 düzenleme tarihli, 13/11/2009 ödeme tarihli 350.000,00 TL bedelli senette 5.000,00 TL’lik kısmından borçlu olduğunun ve geri kalan 345.000,00 TL’lik kısmından borçlu bulunmadığının tespitine, asıl alacağın %40 oranında tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekilinin tüm, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, borçlusu davacı, lehtarı davalı … ve hamili davalı … olan icra takibine konu senetteki borçlu imzasının davacı eli ürünü olmadığı ve senedin bedelsiz olduğu iddiasıyla İİK’nın 72. maddesi hükmü uyarınca menfi tespit ve takipte ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne ve davacı aleyhine takibe girişmesinde haksız ve kötüniyetli olduğunun kabulü ile asıl alacağın %40’ı oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak davalı …’ın, dava konusu senede ciro yoluyla hamil olduğu, zahiren bir eksiklik içermeyen senetteki sahteliği bile bile temlik aldığının ispatlanamadığı, senette tahrifat yapıldığı bilirkişi raporuyla tespit edilmiş ise de bu sahtelik eylemlerini gerçekleştirenin … olduğu da iddia ve ispat olunmadığına göre …’ın davacı aleyhine başlattığı takipte kötüniyetli olduğundan bahisle tazminata hükmedilmesi doğru olmamış ise de tek başına bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin tüm, davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkemenin kararında hüküm başlığı altında yer alan -3- numaralı bendin hükümden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı …’a iadesine, aşağıda yazılı bakiye 18.016,77 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, 21/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.