Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/973 E. 2020/3610 K. 28.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/973
KARAR NO : 2020/3610
KARAR TARİHİ : 28.09.2020

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19.09.2018 tarih ve 2013/703-2018/741 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl davada davacı … vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin özellikle Turkcell A.Ş’nin Trabzon ve civarındaki illerde mevcut bulunan baz istasyonlarının bakım ve işletilmesi işi yaptığını, yönetimde bulunan davalıların müvekkili firma tarafından yürütülmekte olan işi kendilerinin ortak olduğu ve fiilen çalışmakta oldukları davalı ETM A.Ş.’ye yönlendirildiğini davacı şirkette çalışan personelin işine son verildiğini, tazminatlarının davacı şirket tarafından verilmesine rağmen ertesi gün yeni kurulan kendi şirketlerine bu çalışanların kaydırıldığını, Turkcell ile yapılan sözleşmenin süresi 6 ay kalmasına rağmen sözleşmenin feshedildiğini, feshe karşı herhangi bir hukuki yola başvurulmadığını, davalıların yönetimde bulundukları dönemde ETM A.Ş.’nin %1 hissedarı olduklarını, talebin zamanaşımına uğramadığını, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan davanın ise vekalet yasağına aykırılık nedeni ile açılan dava olmadığını, müspet zararın tazminini sağlamak için açılmış dava olduğunu belirterek rekabet yasağına aykırı davranışlardan dolayı doğan zararın tespit edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ETM A.Ş. vekili, davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, genel kurul kararı olmadan dava açıldığını, davacı şirkette çalışan işçilerin aynı iş kolunda faaliyet gösteren bir şirkette çalışmaya başlamasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, Turkcell’in fesih bildirimi üzerine çalışan işçilerin işlerine son verildiğini, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/762 esas sayılı dosyada görülen davanın derdest olduğunu, TTK 355.maddesinde düzenlenen seçimlik hakların tamamını talep etmenin mümkün olmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, yasada belirtilen zamanaşımı süresi dolduktan sonra iş bu davanın açıldığını, Turkcell’in sözleşmede kendisine tanınmış tek taraflı fesih hakkının kullanılması sonucunda sözleşmenin feshedildiğini, genel kurul kararı olmadan dava açıldığını, iş akdi feshedildikten sonra işçilerin başka bir iş yerinde çalışmalarının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, 7. Asliye ticaret Mahkemesi’nde açılan tazminat davasının derdest olduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, asıl davadaki iddialarını tekrar ederek, Turkcell’in müvekkili ile sözleşmesinin sona ermesine süre varken tek taraflı sözleşmenin feshedilmesi nedeni ile aylık 240.000,00 TL ciro kaybına uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan …, …, TEM Ltd. Şti., ETM A.Ş. ve Deka Ltd. Şti. vekili birleştirme talebinde bulunarak davalı …Ş. vekili de yetki itirazında bulunup esasa ilişki olarak da haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; alacaklılar toplantısında hazine vekiline sadece asıl dosya ile ilgili davayı takip yetkisi verildiğinden, birleşen dosya ile ilgili davayı takip yetkisini içeren belgeyi sunması için süre verilmesine rağmen birleşen dosya ile ilgili iflas müdürlüğünce verilen yetki belgesi sunulmadığından 16.05.2018 tarihli celsede birleşen dosya işlemden kaldırılmış, karar duruşması 19.09.2018 tarihinde yapılmasına rağmen hazine vekili tarafından yetki belgesi sunulup dava yenilenmediğinden birleşen davanın HMK’nın 150.maddesine göre açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, asıl dosya yönünden toplanan delillere göre davacının iddia ettiği zararın ispat edemediği gerekçesiyle; asıl davada davalı ETM Enerji Telekom Mühendislik A.Ş. ve davalı … Enerji ve Mühendislik Ltd. Şti. hakkında açılan davanın husumetten, davalı … ve … hakkında açılan davanın esastan reddine, birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı … vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı dava dilekçesinde; yöneticinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranması nedeniyle 6762 sayılı TTK’nın 335. maddesindeki seçimlik hakkına dayanmış olup, dava açıldıktan sonra iflas eden davacı şirket iflas masasından İİK 245. maddesi uyarınca işbu davayı takip yetkisi alan Maliye Hazinesi bu seçimlik hakkı kullanma hak ve yetkisine sahip olup, davalı ETM şirketinin dava dışı Turkcell A.Ş. ile yaptığı sözleşmeden doğan menfaatlerin tespiti ile davacıya aidiyetini istemiş olmakla mahkemece bu istemin esasına girilerek, davalı ETM şirketinin Turkcell A.Ş. ile yaptığı sözleşmeden doğan menfaatlerin neler olduğu bilirkişi marifetiyle hesaplattırılmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü hakkında karar verilmesi gerekirken, söz konusu yasa maddesine farklı anlam yüklemek suretiyle, işlemin davacı şirkete ait addedilmesi talebi bulunmadığından bahisle hukuki işlem ve konu sözleşmeden davacı şirket yöneticilerinin elde ettiği menfaatlerin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile, mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, 28.09.020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.