Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/912 E. 2022/196 K. 12.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/912
KARAR NO : 2022/196
KARAR TARİHİ : 12.01.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.10.2019 tarih ve 2015/35 E. – 2019/427 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 11.01.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin M/V Düden isimli gemisinin 1993 yılından beri Lloyd Register firmasından klas hizmeti aldığını, gemi yolculuğuna devam ederken 22.11.2009 tarihinde saat 01.30’da yangın çıktığını, geminin büyük hasar gördüğünü, sigortacıdan tazminat talep edilmesi üzerine sigortacıların klas kuruluşundan “Class Maintenance Certificate” talep ettiğini, davalının yangın esnasında bazı kontrollerinin kendilerince yapılmamış olmasından dolayı geminin klas onaylı olmadığını beyan ettiğini, müvekkilinin tüm bildirimlerine rağmen davalının çeşitli bahanelerle sörveyör göndermediğini, geminin başka limanlara seyrine onay verdiğini, geminin klassız olduğuna dair bildiriminin mesnedi bulunmadığını, denizcilik uygulamasında bir gemi klasının geçerlilik süresinin seyrüsefer sırasında dolması halinde en yakın limana varana kadar klaslı addedileceğini, sörveyler zamanında yapılmadığında klası otomatik askıya alacak sörveyler olmadığından geminin klasının devam edeceğini, askıya alma bile söz konusu olsa bu hususta ihbarın gerektiğini, böyle bir ihbarın yapılmadığını, geminin tam hasara uğraması halinde 3.910.000 USD tutarındaki sigorta tazminatından ve gemiyi emniyetli bir limana çekmek için gerekli muhafaza masrafları için 500.000 USD tazminattan müvekkilinin mahrum kaldığını, ayrıca geminin halen Brezilya’da olup zararın armaya devam ettiğini ileri sürerek şimdilik 10.000.- USD’nin tahsili ile tahsil edilecek tutarın gemi maliki müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş.’nin tasfiyesinin yürütüldüğü iflas dosyasına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme uyarınca İngiliz Mahkemelerinin yetkili olup İngiliz Hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gibi müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, Lloyds Register Sınıflandırma Kurallarına göre klasın korunmasının donatanın sorumluluğunda olduğunu, geminin Port Harcourt Limanından ayrılmasının bildirilmediğini, müvekkilinin ya da Lloyd Register’in sörveyler yapılmadan ayrılmaya veya sörveylerin ertelenmesine dair bir mutabakatının bulunmadığını, donatanın eksiklikleri bildiği halde sefere çıkmasının gemiyi yüke ve denize elverişli bulundurma yükümünün ihlali anlamına geldiğini, klas kurallarına aykırı olarak limandan ayrılan ve eksik sörveylerini tamamlamayan geminin klas sertifikasının askıya alındığını, yine bu kurallara göre bayrak devletinin geminin bir sertifikasını iptal etmesi halinde klasın otomatik askıya alınacağını, 2009 yılının Ağustos ayında Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğünün Uygunluk Belgesi (Documents of Compliance) ile Emniyet Yönetimi Sertifikasını (Safety Management Certificate) iptal ettiğini, bu belgelerin iptalinin geminin klasının ortadan kalktığı anlamına geldiğini, klasın 07.11.2009 tarihi itibariyle askıya alınmasına müvekkilince değil Lloyds Register Group Services tarafından karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, M/V Düden isimli geminin klas onayının bulunmaması sebebiyle sigortacının, yangından kaynaklı hasarları ödemediği, davacının geminin işletmeciliğini üstlendiği, bu işletme ilişkisinden kaynaklanan ve bonoya bağlanmış müflis malikten alacağının bulunduğu, davacının alacağının iflas masasına da kaydedildiği, toplantıya katılan alacaklıların İİK’nin 245. maddesi uyarınca işbu davayı açma yetkisini davacıya verdiği, böylelikle davacının aktif husumet ehliyetine haiz olduğu, davanın, davalının sörvey göndermeyerek klasın askıya alınmasına sebep olduğu iddiasına dayandığı, daimi temsilcinin görevini yerine getirmediği isnadı nedeniyle davalının da pasif husumetinin bulunduğu, sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan davalının poliçedeki yetki şartını ileri süremeyeceği, yetki itirazına dayanak 13.12.2007 tarihli belgenin ise o tarih itibariyle ifa edilen işe ilişkin olmasından dava konusu hadisede yetkiyi belirlemede dikkate alınamayacağı, sörveylerin yapılmasını sağlama yükümünün donatana ait olduğu, yazışmalar incelendiğinde, davacının “Port Harcourt’ta boşaltma işlemlerinin tamamlanmasına yakın bir zamanda bu limanda plansız sörveyin yapılabileceğini” 12.08.2009 tarihli e-postasında bildirmesine karşın daha sonra geminin limana yanaştığı ya da boşaltmanın başladığı ve zamanı hakkında davalıya herhangi bir bilgi vermediği, yanaşıp yükünü tahliye ettiği bu limanda sörveylerin yapılmasını sağlamaya çalışmadığı, davacının gemi yükünü tahliye etmek üzere limana yanaştığında 12.08.2009 tarihli e-postasında belirttiği gibi durumu davalı klas kurumuna bildirebileceği, tahliyenin ardından gemi limanda yanaşmış durumda iken sörvey yapılması talebinde bulanabileceği, gerekirse sörvey yapılması için gemiyi bu limanda bekletmesi gerektiği, ancak bunların hiçbirini yapmadığı anlaşılmakla geminin limana yanaşıp yükünü tahliye edebildiği düşünüldüğünde bu noktada artık mücbir durumun kalmadığı, geminin klas kuruluşuna haber vermeden ve ondan onay almadan limandan ayrıldığı, sonraki süreçte geminin Nueva Palmira Limanını yanaştığı, oradan da Brezilya-Fortelaza Limanına gitmeyi planladığı, ancak bu limanda da sörvey yapılması talebinde bulunmadığı, yine bu limandan ayrılmadan önce de herhangi bir bildirimde bulunup klas kuruluşunun onayını almadığı, bu haliyle 2009 yılı Temmuz ayında yapılması gereken sörveyler ile 2009 yılı Ağustos yapılması gereken sörvey için donatanın ya da işleticisi olan davacının gereken tedbirler almadığı, sörveylerin yapılmasını sağlama yükümlülüğünün yerine getirilmediği, sörveylerin icra edilmemesinde davalının kusurunun bulunmadığı, 2009 yılı Temmuz ayında yapılması gereken sörveylerin üzerinden üç aylık sürenin geçmesine karşın davacının bunların yapılmasını sağlamadığı, bu yönde herhangi bir tedbiri almadığı dikkate alındığında Klas Komitesi’nin 07.11.2009 tarihi itibariyle klasın askıya alınması kararını vermesinde bir isabetsizlik görülmediği, klas kuruluşunun, klas kurallarında, “Bir gemiden ya da işletmecisinden ISM kodu belgesinin geri alınması durumunda klas komitesi geminin klasını askıya alır” hükmüne yer verildiği, davacının ISM İşleticisi olabilmesinin temel koşulu olan Uygunluk Belgesi (DOC) ile geminin Emniyet Yönetimi Sertifikasının (SMC) 10.08.2009 tarihinde idare tarafından iptal edildiği, bu hususun sigortacıya ve dava dışı klasa bildirilmediği, anılan sertifikaların iptal edilmesinin klasın askıya alınması sonucunu doğurduğu, bu halde davaya konu geminin klas şartların aslında 10.08.2009 tarihinde sertifikaların iptal edilmesiyle kaybettiği, sigorta tazminatının alınmamasında davalının herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.