YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/871
KARAR NO : 2021/1558
KARAR TARİHİ : 22.02.2021
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.06.2019 tarih ve 2018/1006 E- 2019/586 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 26.12.2019 tarih ve 2019/2164 E- 2019/1644 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacının, davalı şirketin %50 ortağı olduğunu; dava dışı diğer ortakla birlikte şirketi temsil etme görevinin 04/07/2018 tarihinde dolduğundan şirketin bu tarihten sonra organsız kaldığını; davalı şirket ile dava dışı Üretmen İnşaat San…Limited Şirketi arasında akdedilen 08/07/2017 tarihli sözleşme ile 210 kg miktarındaki zümrüt taşının davalı şirkete teslim edileceği konusunda anlaşıldığını ancak şirketin organsızlığı nedeniyle malın antrepodan teslim alınması için gerekli işlemlerin 1 yılı aşkın zamandır yapılamadığını, diğer ortak …’nin bir takım hileli işlemlerle gümrükte bulunan malları Üretmen İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne devretme girişimlerinde bulunduğu, …’nin şirketin karar alması için gerekli çağrılara icabet etmediği, şirketle ilgili işlemlerin yapılmaması için elinden gelen çabayı gösterdiğini, şirketi gereksiz yere borçlandırmaması amacıyla şirketin hak ve yetkilerinin sağlıklı şekilde kullanılması için şirkete temsilci seçilinceye kadar veya şirketi tasfiyesi işlemlerine başlayıncaya kadar kayyım atanmasını; talep ve dava etmiştir.
Davalı Alan Pırlanta ve Mücevaharat.. Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının TTK’nın 410. maddesi gereğince münferiden temsile yetkili davacının görev süresi dolsa bile, genel kurulu toplantıya çağırabileceği, kayyum tayini talebinde davacının hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesince davanın hukuki yarar yoklugu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı limited şirketin yasal ve zorunlu organlarının yokluğu nedeni ile yönetim kayyımı atanması istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı TMK’nın 427/4. maddesi olup, bir tüzel kişinin gerekli organlarından yoksun kalması ve yönetiminin başka yoldan sağlanamaması durumunda yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiştir. Bu yöndeki istemin, mahiyeti itibariyle mahkemeden geçici hukuki koruma önlemine dair karar verilmesi niteliğinde olduğunda kuşku yoktur.
Öte yandan, HMK’nın 382/1. maddesinde, uyuşmazlığın hangi ölçütlere göre çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıklanmış, Yasa’nın 382/2. maddesinde çekişmesiz yargı kapsamında olan işler sayılmış, Yasa’nın 382/2-b-19 maddesinde de vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işlerinden sayıldığı düzenlenmiştir. HMK 362/1-ç maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararların temyizinin kabil olmadığı öngörülmüştür.
Açıklanan yasal düzenlemeler karşısında TMK’nın 427/4. maddesinde hukuki dayanağını bulan eldeki kayyım tayini davası, HMK’nın 382/2-b-19. maddesinde düzenlenen vesayet işleri kapsamında bulunması nedeniyle çekişmesiz yargı işi olduğu gibi mahiyeti gereğince HMK’nın 10. kısmında yer verilen geçici hukuki koruma önlemi istemine ilişmesi nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, HMK’nın 362/1(ç) ve (f) maddeleri gereğince temyiz edilemeyeceğinden HMK’nın 366. maddesi delaletiyle 346. maddesi gereğince davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, HMK’nın 359/4. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.