Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/8132 E. 2022/3139 K. 19.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8132
KARAR NO : 2022/3139
KARAR TARİHİ : 19.04.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13.06.2017 tarih ve 2015/192 E. – 2017/90 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 12.10.2020 tarih ve 2017/5150 E. – 2020/1662 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süresi dışında, davacı vekilinin ise süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı adına TPMK nezdinde tescilli olan 2014/ 06858, 1,2,3, ve 4 no’lu tasarımların daha önceden kamuya sunulmuş olduğu ve yenilik ile ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadığını, TPMK nezdinde tescilli olan 2014/ 06858 l, 2, 3, ve 4 no’lu tasarımların daha önce müvekkili tarafından davalının başvuru tarihinden önce piyasaya sunulmuş olduğunu, TPMK nezdinde 12/07/2012 tarih ve 2012/04826 no’lu endüstriyel tasarım belgesi ile tescil edildiğini, 2014/06858 1 no’lu tasarımda yer alan sürahi kapağı ile 2012/04826 tescil belgesindeki tasarımın birebir aynı olduğunu, 2014/06858 no’lu tasarım tescil belgesinin başvuru sahibinin yetkisi bulunduğu Es Kalıp San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine tasarımdan doğan hakların ihlalinin tespiti, durdurulması ve önlenmesi talepli olarak Bakırköy 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/194 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu dava açılmadan önce tasarım sahibinin yetkisi bulunduğu işyerinde Bakırköy 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/70 D.iş sayılı dosyası ile tespit işlemi yaptırıldığını, tespit neticesinde alınan 29/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda işyerinde bulunan ürünlerin müvekkiline ait 2012/04826 tescil belgesindeki tasarımla belirgin derecede benzer olduğunun belirtildiğini, davaya konu tasarımların tescili için tespit tarihi olan 23/09/2014 tarihinden hemen sonra 02/10/2014 tarihinde başvurulduğunu ve haksız eyleme yasal koruma sağlanmaya çalışıldığını bu nedenle kötü niyetli olarak tescil edildiğini ileri sürerek TPMK nezdinde tescilli olan 2014/06858 Endüstriyel tasarım tescil belgesindeki 1, 2, 3 ve 4 nolu tasarımların hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının TPMK nezdinde dava konusu tasarım tesciline dair 27/05/2015 tarihinde 2015 GE-196567 itiraz sayılı dilekçesi ile itiraz etttiğini, 91930458-120-2014/06858/2015-OE-337392 sayı ve 2015/T 426 sayılı YİDK kararı ile 30/07/2015 konulu yazısı ile davacının kurum nezdindeki itirazının red edildiğini, TPMK YDİK’in 91930458-120-2014/06858 – 2015/OE 337392 sayı ve 2015/T-426 sayılı YİDK kararı 30/07/2015 konulu yazısına itiraz etmeksizin huzurdaki davayı ikame edip, tedbir talebinde bulunulmasının müvekkilinin Anayasa, yasalar ve KHK’lar nezdinde hukuki himaye altında olan haklarını kullanmasını engelleme ve mağdur etme kastı olduğunu, Bakırköy 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/194 E. sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, müvekkiline ait 2014/06858-l nolu tasarım ile davacıya ait 2012/04826-1 nolu tasarımların kapak figürleri, su akış yerleri ve kapak iç tasarımlarının farklı olduğu aralarında benzerlik bulunmadığını, müvekkiline ait 2014/06858 -2 nolu tasarım ile davacıya ait 2012/04826-1 nolu tasarımların kapak, mandal ve gövde, kulp tasarımları ve bu öğelerin birbiri ile ilişkisinin farklı olduklarını, su akış yeri ve gövdenin formlarının farklı olduklarını, müvekkiline ait 2014/06858-3 nolu tasarım ile davacıya ait 2012/04826-1 nolu tasarımların form, mandal çalışma şekli ve formu, ağız kısımlarının farklı olduklarını aralarında benzerlik bulunmadığını, müvekkiline ait 2014/06858-4 nolu tasarım ile davacıya ait 2012/04826 -1 nolu tasarımların mandal yapısı, geometrik formu, ağız kısımları iç bölümdeki formların farklı olduklarını aralarında bir benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi heyeti kök ve ek raporu ile davalının, davacının tasarım tescilinden daha sonra 02.10.2014 tarihinde yapmış olduğu başvuru neticesinde sürahi olarak tanımlanan ürünlerin tescil edildiği ancak davalı tasarımlarının sürahi kapağı ögesinin davacı adına daha önce 12.07.2012 başvuru tarihli sürahi kapağı tasarımı ile küçük ayrıntılarda farklılık bulunsa dahi 554 sayılı KHK 7/3 maddesi gereğince yeni ve ayırt edici olmadığının tespit edildiği, davalının 2014/06858 nolu çoklu tasarımın 1, 3 ve 4 nolu tasarıma konu ürününün kapak öğesinin, davacı tescilli tasarımı ile bilgilenmiş kullanıcı nezdinde benzer olarak algılandığı, gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; davalı tarafa ait 2014/06858 tescil numaralı çoklu tasarımlardan 1 – 3 ve 4 nolu tasarımların hükümsüzlüğüne, davaya konu 2 nolu tasarımın hükümsüzlüğü talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı vekili davacının endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne yönelik Bakırköy 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2014/194 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; İlk Derece Mahkemesince KHK 7/2-a maddesi gerekçe gösterilerek bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş olmasının isabetli olduğu, davalıya ait 2014/06858 nolu çoklu tasarımlardan 1, 3 ve 4 nolu tasarımlar yönünden yeni ve ayırt edicilik unsurunun bulunmadığı, 2014/06858 nolu çoklu tasarımlardan 2 nolu tasarımın ise davacı adına tescilli 2012/04826 nolu tasarım ile benzer olarak algılanmadığı mahkemece yaptırılan ve yeterli görülen uzman bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edilmiş olmakla, davacı tarafça 2014/06858- 2 nolu tasarım yönünden tarih bilgisi içerir ürün yahut tasarım örneği ibraz edilemediği dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuşsa da, gerekçeli kararın davalı vekiline 21.10.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak temyiz dilekçesinin 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 13.11.2020 tarihinde mahkemeye sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, süresinde yapılmayan temyiz istemiyle ilgili olarak Yerel Mahkemesi tarafından karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin süreden REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.