Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/8087 E. 2021/7348 K. 22.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8087
KARAR NO : 2021/7348
KARAR TARİHİ : 22.12.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasındaki hakem kararının iptali davasında verilen (ilk derece mahkemesi sıfatıyla) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2018/12 E. -2019/6 K. sayılı kararının Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 29.09.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 4054 sayılı Kanun hükümlerini ihlali sabit görülerek Rekabet Kurulu tarafından nispi idari para cezası yaptırıma uğratıldığını, bir takım haksız fesih gerekçeleri gösterilerek 17-18 yıl süren müvekkili bayiliğinin davalı yanca feshedildiğini, bu haksız eylemlere karşı müvekkilinin Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın tahkimin görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddedilip kesinleştiğini, görevsizlik kararı üzerine tahkimde açılan davada hakem heyetinin “rekabet ihlali nedeniyle açılan davanın reddine, bayiilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle açılan tazminat davasının taleple bağlı kalınarak kabulüne” karar verdiğini, sözleşme feshine bağlı olarak belirlenen tazminatın eksik olduğunu, rekabet ihlaline yönelik talebin tümüyle reddinin haksızlık taşıdığını, Rekabet Kurulu kararlarının kamu düzenine ilişkin bulunmasından buna bağlı taleplerin hakemde görülemeyeceğini, tahkimin, rekabet ihlaline yönelik talebin tefriki ile görevsizlik kararı vermesi gerektiğini, hakem heyetinin, fahiş ve yasaya aykırı ücret belirlediklerini, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık dinlenmesi, Rekabet Kurulu soruşturma dosyasının tümüyle celbi taleplerinin haksız reddedildiğini ileri sürerek hakem heyetinin görevsiz baktıkları rekabet ihlaline bağlı talep hakkında verilen hükmün iptalini, haksız feshe bağlı olup fazlaya ilişkin taleplerinin kabul edilmediği kısmının iptalini, hakem ücretine yönelik hükmün davacıdan alınmasına ilişkin bölümünün kısmen iptali ile 1.100.000.- TL harç değeri üzerinden düzeltilmesini, davacıya yükletilen vekalet ücretine ilişkin 4. bent ile masraflara ilişkin 5. bendin iptalini, bayilik sözleşmesinin haklı feshedildiğine ilişkin gerekçenin ve karşı oy şerhinin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlali nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, Rekabet Kurulu kararının somut olayla bir ilgisinin bulunmadığını, davacının mahkemede açtığı davanın görevsizlikle kesinleşmesi üzerine tahkime başvurduğunu, iddialar arasında tahkim yargılamasına elverişsiz bir durumun bulunmadığını, kendisi tahkim başvurusu yapan davacının tahkimin görevsiz olduğunu ileri süremeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının haksız rekabetinin tespitine yönelik bir bir talep bulunmayıp Rekabet Kurulu’nun tespit ettiği rekabet ihlali eylemine dayalı ve serbestçe tasarruf edilebilecek tazminat istendiğinden uyuşmazlığın tahkimde görülemeyecek haller arasında yer almadığı, asliye ticaret mahkemesinde açılan davada tahkimin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının kesinleştiği, tahkimin gerekçesinde “Rekabet Kurulu’nun tespit ettiği ihlallerin davacı ile bir ilgisinin bulunmadığı” ve “davalının sözleşmeyi haklı sebeple feshettiği” yönündeki değerlendirmelerin mahkemece denetlenme imkanının olmadığı, tanık dinlenmediği, bilirkişi incelemesi yapılmadığı, dolayısıyla hukuki dinlenme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin olarak hakem heyetinin uzmanlık alanları ile ilgili kendi takdirleriyle bilirkişiden rapor almaksızın karar verebilecekleri, hakemlerin dosyadaki delilleri göre vardıkları sonucun maddi hukuk bağlamında isabetinin iptal davasında değerlendirilemeyeceği, hesaplama yönteminde kamu düzenine bir aykırılık görülmediği, tahkimin dava değeri hususundaki değerlendirmesinin de iptal davasında denetlenemeyeceği, mahkemelerin, tahkim kararlarını bazı hallerde kısmen iptal edebileceği, ancak düzeltme yetkisinin bulunmadığı, iptal davasının, dava dilekçesinde gösterilen iptal sebepleri ile sınırlı olarak görülmesi gerektiği, hakem yargılamasında ileri sürülmeyen bir hususun iptal davasında dinlenemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkin olup davacı, hakem heyeti kararının 1, 2, 4, 5, 6. maddelerinin ve feshin haklılığına dair gerekçenin iptalini talep etmiştir. Davacı özellikle 2. fıkranın kısmen iptalini isterken zararının daha fazla olduğu halde hakem heyetinin tazminat miktarını eksik belirlediğini iddia etmiştir. Davalı vekili ise, müvekkilinin de hakem heyetinin tazminat miktarını belirlemesine ilişkin kararın 2. fıkrasının ve tahsile dair 3. fıkrasının hukuka aykırı olduğunu, hakem heyetinin yetkisini aştığını, talepten fazlaya karar verildiğini, yargılama giderlerinin yanlış belirlendiğini ileri sürerek işbu iptal davasına konu edilen 11.07.2017 tarihli hakem kararının 2, 3, 4, 5, 6 numaralı hüküm fıkralarının iptali istemiyle İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/737 E. sayılı dosyası ile dava açtığını belirtip dava dilekçesini sunmuştur. HMK’nın 166. maddesi uyarınca davaların aynı sebepten doğması veya birisi hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde davalar arasında bağlantı var sayılır. Davalı tarafından aynı hakem kararının kısmen aynı maddelerinin iptali talebiyle dava açıldığına göre davalar arasında bağlantı olduğu sabittir. Bu durumda mahkemece, anılan dosyanın getirtilerek karar verilip verilmediğinin, karar verilmişse kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, kesinleşmişse bu davaya etkisinin değerlendirilmesi, halen İlk Derece Mahkemesi sıfatı ile Bölge Adliye Mahkemesinde derdest ise HMK’nın 166. maddesi uyarınca davaların birleştirilerek beraber görülmesinin sağlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin esasa yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.