Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/7822 E. 2022/3092 K. 18.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7822
KARAR NO : 2022/3092
KARAR TARİHİ : 18.04.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.05.2018 tarih ve 2017/307 E- 2018/186 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2019/305 E- 2020/722 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2001/16757 sayılı ve “Shef” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “şef gibi + şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPMK’na başvuruda bulunduğunu, 2016/57504 kod numarasını alan başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın, nihai olarak YİDK tarafından 2017-M-4231 sayılı karar ile reddedildiğini, oysa müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve başvurunun bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer bulunduğunu ileri sürerek, davalı Türk Patent YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, anılan markaların tüketici nezdinde karıştırılacak derecede benzer olmadığını, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı …, taraf markalarının bir bütün olarak farklı olduklarını,karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, farklı tüketici gruplarına hitap ettiklerini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia,savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka ile davacı markası arasında kısmen işitsel benzerlik bulunmakla birlikte anlamsal ve özellikle görsel anlamda yüksek farklılığın karıştırılma ihtimaline neden olmayacağı, bütünsel yaklaşım açısından ise taraf markaları arasında karıştırılma ihtimaline neden olabilecek bir benzerlik görülmediği, özellikle markaların görsel olarak yüksek oranda farklı olması ve anlamsal olarak da benzerliğin oluşmaması nedeniyle markalar genel görünüş bakımından da benzer çağrışımlar yaratmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece her ne kadar tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığı, dava konusu marka kapsamındaki mal ve hizmetlerin de davacı markası kapsamındaki hizmetler ile benzer olmadığı, dolayısıyla 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi şartlarının somut uyuşmazlık açısından bulunmadığı kabul edilmişse de, davacı markasının asıl unsurunun “shef”, davalı başvurusunun asıl unsurunun da “şef” ibarelerinden oluştuğu konusunda tereddüt bulunmadığı, taraf markalarında yer alan diğer şekil ve ibare unsurları, hiçbir ayırt ediciliği olmayan tali unsur niteliğinde olduğu, davacı markasında yer alan “shef” ibaresinin Türkçe’de ortalama tüketicilerin tamamı tarafından “şef” olarak okunup algılanacağı da tabii bulunduğuna göre, taraf markalarında yer alan ibarelerin 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığının söylenebilmesinin mümkün olmadığı, tarafların markaları arasında, davalı gerçek kişinin marka tescil başvurusunun kapsamındaki 30. sınıf mallara özgülenmiş 35/5. sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden, 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, TPMK YİDK’nun 2017-M-4231 sayılı kararının 35/5. sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül, Bal, arı sütü, propolis yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.Pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri için kısmen iptaline, davalının 2016/57504 sayılı ve “şef gibi + şekil” ibareli markasının 23.08.2017 tarihinde tescil edildiği anlaşıldığından, 35/5. sınıfta yer alan belirtilen hizmetler yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPMK vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK’dan alınmasına, 18/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.