Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/7803 E. 2022/4559 K. 07.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7803
KARAR NO : 2022/4559
KARAR TARİHİ : 07.06.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.06.2017 tarih ve 2015/295 E- 2017/582 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 09.10.2020 tarih ve 2017/5622 E- 2020/1633 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 07.06.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı ve şirket yetkilisi … ile davalı Değer İletişim Tic. Ltd. Şti. vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalının müvekkiline karşı İstanbul 36. İcra Müdürlüğü’nün 2012/25059 E. sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin bu senetten dolayı borçlu olmadığını, zira takip konusu senetlerin davalı şirkete hatır için verildiğini, bu hususun ticari defterlerle kanıtlanacağını, davalının müvekkiline verdiği herhangi bir paranın söz konusu olmadığını, 8.000,00 TL’yi geçen her türlü ödeme ve tahsilatların banka aracılığı ile yapılmasının zorunlu olduğunu, davalı şirket kayıtları incelendiğinde herhangi bir para çıkışının olmadığının görüleceğini belirterek anılan icra dosyası ve dayanak senetlerden davalıya borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, takip konusu alacağın her biri 200.000,00 USD bedelli bonodan kaynaklandığını, icra takibine geçildikten sonra takip borçlusu davacı şirketin yetkilisi ve diğer davacının kızı Sacide Nihan Sipahi’nin dosya konusu borcu 31.12.2012 tarihine kadar geri ödeyeceklerini kabul ve taahhüt ettiklerini, icra dosyasında borcun kabul edilmesinden sonra böyle bir davanın dinlenemeyeceğini, davacı tarafından müvekkiline karşı Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/647 E. sayılı dosyasında dava açıldığını ve anılan dosyada huzurdaki davaya dayanak icra dosyası olan İstanbul 36. İcra Müdürlüğü’nün 2012/25059 E. sayılı takip dosyasına müzekkere yazılarak yapılan 529.422,00 TL’lik ödemeye dair makbuzların celbine karar verildiğini, anılan dosyada müvekkilince yapılan savunmada 549.422,00 TL’lik ödemenin İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’nün 2012/25034 E. sayılı takip dosyasına mahsuben yapıldığının beyan edildiğini, bu nedenle Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/647 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacıların takip konusu iki adet bonoyu imzaladıklarını ve imzaya itiraz etmediklerini, senetlerin kambiyo takibine konu edildiğini, bono niteliğinde olduklarından hukuki ilişkiden bağımsız olup senedin mücerretliği ilkesinin dikkate alınması gerektiğini, davacının iddialarını yazılı belgeyle kanıtlamak zorunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı taraf takip konusu senetlerin hatır senedi olduğuna ilişkin yazılı bir belge ibraz edemediği gibi senetlerin bononun unsurlarına havi olup, kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibine konu edildiği, kambiyo senedinin sebepten mücerret olup hangi hukuki ilişki için verildiğinin ayrıca yazılı belge ile kanıtlanmasının zorunlu olduğu, senetlerin davacı defterlerinde kayıtlı olmamasının da sonuca bir etkisinin olmadığı,
Zira senetteki keşideci imzalarının davacılar tarafından inkar edilmediği, davalının usulüne uygun tutulmayan defterlerinde davacılardan …’ye her biri 200.000,00 USD bedelli 3 ayrı bono ile ödeme yapıldığı kayıtlı olsa da bu kaydın dayanak belgesinin olmadığı gibi takip konusu senetlerle aynı senetler olduğu veya herhangi bir bağlantının olduğu hususunun da ispatına yarar belgenin bulunmadığı anılan kaydın neticeye bir etkisinin bulunmadığı, 03.12.2012 tarihinde icra dairesine gelen borçlu davacı Kareks … A.Ş temsilcisi …tarafından takip konusu borcun kabul edildiği, takibe itiraz edilmediği ve itiraz sürelerinden veya kanunun tarafına tanıdığı tüm sürelerden feragat edildiği ve bu kişinin ticaret sicil kayıtlarına göre şirketi münferiden temsile yetkili olduğu, davacının hatır senedi iddiasını ispat zımnında yazılı belge ibraz edemediği de dikkate alınarak yemin deliline dayanabileceği ancak 6100 sayılı HMK gereği bu delile açıkça dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davacının hatır senedi iddiası ve taraf muvazaasına ilişkin iddiaların yazılı delille ispatı zorunlu olduğu, davacı şirketin beyan tarihindeki yetkilisinin borcu ikrar ettiği ve hatta ödeme taahhüdünde bulunduğunun icra dosyası ile sabit olduğu, dava konusu bonoların davacı tarafından düzenlenerek davalıya verildiği, davacının ödeme iddiasının olmadığı ve imzayı inkar etmediği, bononun hatır bonosu olduğuna dair davacının yazılı bir delil ibraz etmediği, dava konosu bononun hatır bonosu olduğunun davacı tarafından ispat edilemediği, bono kambiyo senedi olduğundan sebepten mücerret borç ikrarını içeren bononun ticari defterlerde kayıtlı olmamasının onu hükümden düşürmeyeceği gibi mücerretlik niteliğini de etkilemeyeceği ve şirket ticari defterlerin usulsüz tutulmasının eldeki dava özelinde davanın sonucunu etkiler mahiyeti bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, kararı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 07/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.