Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/7392 E. 2020/5129 K. 17.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7392
KARAR NO : 2020/5129
KARAR TARİHİ : 17.11.2020

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.09.2020 gün ve 2019/364-2020/524 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi asıl davada davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’un 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL’yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 21/09/2020 tarihi itibariyle 3.920,00 TL’dir.
Asıl dosya davacısı birleşen dosya davalısı vekili, asıl davada, müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, davacı şirket yetkili temsilcisinin bilgisi dışında 3. kişilere basiretli tacir gibi davranmadan ödemede bulunularak şirketin zor durumda bırakıldığını ileri sürerek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 04.03.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 3.933,50 TL’sine yükseltmiştir. Birleşen davada ise davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl dosya davalısı birleşen dosya davacısı vekili, asıl davanın reddine karar verilmesini istemiş, birleşen davasında ise davacı şirkete kredi kullandırdığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu iddia ederek İstanbul 6. İcra Müdürlüğü’nün 2001/9130 E. sayılı dosyadan başlatılan takibe davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda birleşen dosya hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın kısmen kabulü ile 3.146,80 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda, kısmen kabulüne karar verilen dava değeri, yukarıda anılan madde hükmüne göre asıl dosya davalısı yönünden temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, asıl dosya davalısı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle, asıl dosya davalısı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.