YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7390
KARAR NO : 2022/691
KARAR TARİHİ : 27.01.2022
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23.06.2015 gün ve 2015/240 – 2015/506 sayılı direnme kararını onayan Daire’nin 08.07.2020 gün ve 2020/1654 – 2020/3478 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, Ankara’da mukim müvekkili şirket ile İstanbul’da mukim dava dışı Damla Seramik İmalat ve Paz. San. Tic. Ltd. Şti. arasında bir kısım billuriye malzemelerinin davacıya vadeli olarak satışı hususunda yapılan anlaşma uyarınca söz konusu malların müvekkiline gönderildiğini, teslim sonrası dava dışı satıcı şirket ile malların bedelinin ödenmesi konusunda anlaşmazlığa düşülmesi nedeniyle dava dışı şirketin malların iadesini istemesi üzerine müvekkilinin de kendisine gönderilen malların tamamını dava dışı şirkete geri gönderdiğini, malların İstanbul’a iadesine ilişkin taşımanın davalı tarafından gerçekleştirildiğini, dava dışı Damla Seramik Şirketi yetkilisinin iade edilen malların kolilerini açarak büyük bir kısmını geri aldığını, bir kısmını ise iade almadığını üstelik sevk irsaliyesini de imzalamayıp, şoföre derhal orayı terk etmesi hususunda gözdağı verdiğini, davalı şirket şoförünün ise sevk irsaliyesini imzalamaksızın malların büyük bir kısmını gasbeden dava dışı şirket yetkilisinin bu tavrı karşısında emniyet güçlerine haber vermeden elinde kalan malları geri getirdiğini, ancak geri getirilen malzemelerin büyük bir kısmının kırık ve kullanılmaz durumda olduğunun tespit edildiğini, davalı şoförünün ağır kusurlu eylemleri sonucu müvekkilinin zarara uğradığını, dava dışı şirkete mahkeme kararına dayalı olarak müvekkili tarafından 120.003,00 TL ödenmede bulunulduğunu iddia ederek şimdilik 15.000,00 TL tazminatın davalıdan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusurundan kaynaklanan bir ödemenin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Daire’nin 10.01.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davacı tarafın yargılamanın başından beri taşınan eşyalardan bir kısmında oluşan hasarın taşıma sırasında oluşmadığını, gönderilen şirket temsilcisi …tarafından mallara zarar verildiğini, bu durumda kendilerinin ve emniyet güçlerinin haberdar edilmediğini, zararın bu sebeple oluştuğunu ve tazmin edilmesi gerektiğini iddia ettiği, bu durumda, sözleşme dışı, haksız fiilden kaynaklanan zararın davalı taşıyan şirketten tahsilinin istenilmesinin mümkün olmadığı, taşıyıcı davalı tarafından eşyanın gönderilen şirkete ulaştırıldığı, gönderilen şirket temsilcisi olduğu iddia edilen Recep’in eşyanın bir kısmını kabul ettiği, bir kısmını kabul etmediği, davalı çalışanı şoför Mehmet Hataş’ın keyfiyeti davacı gönderene bildirdiği ve bu konuda eşyaların Ankara’ya geri getirilmesinden hemen sonra davacının talebi üzerine Ankara 9. Noterliği’nin 24.10.2012 tarih 35000 yevmiye numaralı ifade tutanağının düzenlendiği, bunun dışında davalı taşıyan ya da şoförünün bir yükümlülüğünün bulunmadığı, davalı taşıyana kusur atfı ve sonuç olarak sorumluluğuna gidilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiş, Daire’nin 12.02.2015 gün, 2014/3717 esas ve 2015/1769 karar sayılı karar ile bozulmuş, yerel mahkemece kararda direnilmesine dair verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce direnme hükmünün onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 55,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 709,50 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 27/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.