Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/7361 E. 2021/613 K. 01.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7361
KARAR NO : 2021/613
KARAR TARİHİ : 01.02.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.06.2016 gün ve 2009/746 – 2016/603 sayılı kararı bozan Daire’nin 17.04.2018 gün ve 2016/10306 – 2018/2816 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, asıl davada, davalı ile müvekkili arasında 06.03.2000 tarihli Acentelik Sözleşmesi yapıldığını, ancak davalı … şirketinin tek taraflı ve sebepsiz olarak sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek, 30.000.00 TL manevi, 10.000.00 TL prim komisyon alacağı, 10.000.00 TL işlerin tamamlanmaması nedeniyle uğranılan zarar, 10.000,00 TL portföy tazminatı olmak üzere toplam 60.000.00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; daha sonra ıslah dilekçesi ile, portföy tazminatı dışındaki alacak taleplerini saklı tutarak atiye bıraktıklarını, portföy tazminatı alacaklarının 163.541,27 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiş; birleşen davada, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı şekilde sözleşmenin feshedildiğini, davacı tarafından haksız yere icra takibi başlatıldığını savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili, asıl davada portföy tazminatı talep şartlarının mevcut olmadığını, cevap dilekçesinde de belirtildiği gibi fesih sebebinin davacı acentenin ihlallerinin olduğunu, davacı tarafından verilen tüm beyanların gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiş; birleşen davada, acentenin sözleşmeden kaynaklanan borç ve taahhütlerine aykırı işlem ve eylemleri nedeniyle Acentelik Sözleşmesi’nin müvekkil tarafından haklı sebeple feshedildiğini, müvekkil şirkete iletmediği prim tutarı nedeniyle müvekkil şirkete borcunun bulunduğunu, yapılan ihtarlara rağmen davalı tarafın müvekkil şirkete olan borcunu ödemediğini ileri sürerek itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece asıl davada feshin acente kusuruna dayalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı, haksız fesih nedeniyle davacı acentenin “Portföy Tazminatı” talebinde bulunabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne; birleşen davada taraflar arasındaki cari hesap sözleşmesiyle acentenin bakiye borcu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 486.662,70 TL’nin tahsiline dair verilen kararın asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalı – birleşen davada davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davalı – birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 48,80 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 520,95 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl davada davalı – birleşen davada davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 01.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.