YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7328
KARAR NO : 2022/182
KARAR TARİHİ : 12.01.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16.06.2020 tarih ve 2019/58 E. – 2020/88 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Çorum 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/6149 esasına kayden müvekkili aleyhine başlatılan takibe konu bononun arkasında şerh olmasına ve illeten mücerret olmasına rağmen icraya konulduğu, bononun kefaleten verildiği, bonoya ilişkin ödemelerin yapıldığı, davacının alacaklıya herhangi bir borcunun kalmadığını ileri sürerek icra dosyasındaki bononun arkasındaki yazılı beyanın tespitine, icra dosyasının muvakkaten durdurulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu bononun kambiyo senedi vasfında olduğu ve kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiği, teminat senedi olarak verilmediği, davacı borcun ödendiği belirtmekteyse de, davacı tarafından sunulan dekontlarda ödemelerin davalı … tarafından yapıldığının açık olduğu savunması ile davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına eylemli şekilde uyarak yaptığı yargılama sonucunda; aldırılan bilirkişi raporuna itibar edilerek, dava konusu tüketici kredisi geri ödemesinin davalı değil, davacı tarafından yapıldığı iddiasının yerinde olmadığı, zira dosya içeriğinde bulunan kredi geri ödemesine ilişkin 36 adet belgeden sadece birinde (17/12/2012 tarih ve 207,91 TL’lik ödeme) “ödemeyi yapan” olarak davacının adının yazılı olduğu, dosya içeriği itibariyle dava konusu teminat senedi için takip tarihi 06/11/2012 olup, orijinal ödeme planına bakıldığında bu tarih itibariyle vadesi gelmiş taksit sayısı 25, her bir taksit tutarı 304,72 TL ve bunların toplamı ise (25 x 304,72) 7.618,00 TL olmakla beraber, davacının sorumluluğuna gidilebilecek tutarın (asıl alacak yönünden) teminat senedinin tutarı olan 7.000,00 TL ile sınırlı olduğu, davacı tarafından yapıldığı tespit edilen 17.12.2012 tarihli 207,91 TL’lik ödemenin takip sonrası olması itibariyle icra hesabına dahil edilmesi gerektiği gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.