YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7178
KARAR NO : 2021/4832
KARAR TARİHİ : 07.06.2021
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Edremit 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.01.2018 tarih ve 2016/359 E. – 2018/77 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nce verilen 22.01.2020 tarih ve 2018/929 E. – 2020/87 K. sayılı kararı asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nce verilen temyiz isteminin reddine dair 23.09.2019 tarihli ek kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıdan 17.02.2015 tarihinde 5 adet krom yağ stok tankı satın aldığını, 18.04.2016 tarihinde bu tanklardan birindeki zeytinyağının tanktaki sızıntı nedeniyle zayi olduğunu, zararın imalat hatasından kaynaklandığının tespit edildiğini, 5.000.- TL onarım masrafı, 105.600.- TL zayi olan zeytinyağı bedeli, 1.077,90 TL tespit masrafı, 501,50 TL bilirkişi masrafı ve 336,545 TL ihtarname masrafı yapıldığını ileri sürerek, fazla ilişkin hakları saklı tutarak 100.000.- TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mahkemenin görev ve yetkisine itirazıyla birlikte, davalının olayda kusurunun bulunmadığını, ürünün kullanım kılavuzuna göre vanaların devamlı kapalı tutulması gerektiğini ve hortumlarının bakımının davacı tarafından sık sık yapılması gerektiğini, tankın çalışma usulünün davalı şirket çalışanları tarafından özenli bir şekilde davacı ve çalışanlarına anlatıldığını, tankta bulunan vananın kapalı olması durumunda tank hortumunun çıkması durumunda akıntıyı önleyeceğini, malın satımından geçen 15 aydan sonra asit içeren hortumların aşınmasının normal olduğunu, zararın meydana gelmesinde davacının asli kusurunun bulunduğunu, zeytinyağının akmasına engel olmayarak zararın büyümesine neden olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen (Edremit 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/415 Es.) davada davacı vekili, asıl davada sehven faiz talep edilmediğini ileri sürerek, 100.000.- TL’nin 21.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen davanın dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden, davaya konu tankın hortumunun kısa olarak montajlandığı ve üretim hatası bulunduğu, bu nedenle zararın meydana gelmesinde davalının %85 oranında kusurlu olduğu, davacı tarafın ise ölçüm haricinde vanayı kapatmadığından %15 oranında kusurlu olduğu, zararın meydana geldiği tarihte zayi olduğu tespit edilen zeytinyağının piyasa değerinin 105.600,00 TL olduğu, bu zarardan davalının %85 kusur oranına denk gelen 89.789,75 TL’den sorumlu olduğu, birleşen dava yönünden davanın haksız fiilden kaynaklandığı, haksız fiil tarihinden itibaren davacının faiz talep edebileceği ancak taleple bağlı kalınarak talep tarihinden itibaren faiz isteminin kabul edildiği gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, 89.789,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen davanın kabulüne 89.789,75 TL’ye 21.05.2021 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı asıl ve birleşen davaların davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bursa Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; zararın tankın üretim hatasından kaynaklandığının kabulü gerektiği, davalının garanti süresi içerisinde üretimdeki ayıp nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, tankın vanasının ölçüm haricinde kapalı tutulmamasının davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, bilirkişi raporunda bu hususta gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden dolayı davacıya %15 oranında kusur yüklendiği, bilirkişi raporunun kapsam ve niteliği itibariyle hüküm kurmaya elverişli olduğu, tanık beyanları ile de tankta sızıntı olmadan evvel tankın tamamen dolu olduğu hususunun ispatlandığı, davalı davacının müterafik kusuru bulunduğu iddiasını kanıtlayamadığı, davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, dava dilekçesi ile 100.000,00 TL tazminat isteminde bulunulduğu, mahkemece davacının zararının 89.789,75 TL olduğu belirtilerek bu miktar üzerinden hüküm kurulduğu, bu durumda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücretine karar verilmemesinin yerinde olmadığı, birleşen dava yönünden ise taraflar tacir olduğundan ticari faize hükmolunmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, 89.789,75 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine; birleşen davanın kabulüne 89.789,75 TL’ye 21.05.2021 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Karar asıl ve birleşen davaların davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 23.09.2019 tarihli ek kararıyla, temyiz harçlarının zamanında yatırılmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davalılar vekilinin birleşen dava yönünden temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ek karar asıl ve birleşen davanın davalı vekili tarafından temyiz edilmemiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl Edremit 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/359 esas, 2018/ 77 karar ve 30.01.2018 tarihli kararına yönelik hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle ve özellikle birleşen davanın ilk derece mahkemesince karar başlığında gösterilmemiş olması maddi hata olup mahallinde düzeltilmesinin mümkün olmasına göre davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 1.741,88 TL harcın temyiz eden davalıya iadesine, 07/06/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.