YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6944
KARAR NO : 2021/6680
KARAR TARİHİ : 29.11.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28.11.2019 tarih ve 2019/81 E. – 2019/922 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar, davalı bankanın aleyhlerine genel kredi sözleşmesine dayalı alacak için icra takibi yaptığını, oysa çeşitli tarihlerde bankaya 16.000.- TL ödediklerini, bu ödemeler gözetilmeksizin temlik alan tarafından 74.885,77 TL için takibe devam edildiğini ileri sürerek, ödemelerinin düşülmesinden sonra bakiye borçlarının tespit edilerek, icra takibinden dolayı belirtilen miktar kadar borçlu olmadıklarının tespitine ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temlik alan vekili, alacağı temlik aldıkları Şekerbank tarafından davacılarca haricen yapılan ödemelerin kendilerine bildirilmediğini, bu nedenle toplam tutardan bu ödemeler düşülmeden takibe devam edilmesinde müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı temlik eden banka vekili, yapılan ödemeleri düşerek alacağı temlik ettiklerini, temlik alan şirketin de temlik aldığı miktar üzerinden takibe devam etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, dava değerinin 16.000,00 TL olduğu, davacının duruşmada açıklama mahiyetinde alınan beyanında “hiç borcunun olmadığını” beyan ettiği, icra takibinin 08/08/2008 tarihinde yapıldığı, takip tarihinden önce 5.000.-TL, takip tarihinden sonra ise muhtelif tarihlerde toplam 11.000.- TL ödeme yapıldığı, bu ödemeler dikkate alınmak suretiyle tanzim olunan bilirkişi raporu ile, davalı alacaklının takip tarihi itibarıyla 14.319,79 TL asıl alacak olmak üzere faizi ile birlikte toplam 15.578,27 TL, dava tarihi itibarıyla da 5.501,40 TL asıl alacak, 18.429,69 TL faiz olmak üzere toplam 23.931,09 TL alacağı olduğu tespit edildiğinden, davacı …’ın dava tarihi itibariyle Afyonkarahisar 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/55 E. sayılı takip dosyasında 10.077,40 TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine, faiz alacağı yönünden menfi tespit talebinin reddine, davacılar … ve …’nın açtığı menfi tespit davalarının HMK’nun 150/1-5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına dair verilen karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan, bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı … temyiz etmiştir.
Dava menfi tespit istemine ilişkin olup, yapılan yargılama sonucunda, davacı borçlunun, icra takibinden sonra muhtelif tarihlerde toplamda 11.000.- TL ödeme yapmasına rağmen, bu ödemeler icra dosyasına bildirilmemiştir. Mahkemece, öncelikle yapılan bu ödemeler de nazara alınmak suretiyle, dava tarihi itibarıyla, davalının talep edebileceği asıl alacak ve faiz miktarının hesaplattırılması, davanın menfi tespit davası olması sebebiyle, davalının ne kadar fazla talepte bulunduğunun tespiti için bundan sonra, icra dosyasına göre davalının, dava tarihi itibarıyla davacıdan talep edebileceği miktar da hesaplattırılarak aradaki fark kadar bozma ilamında vurgulandığı şekilde menfi tespite karar verilmesi gerekmektedir. 24/05/2019 tarihli bilirkişi heyet raporuyla takipten sonra yapılan ödemeler nazara alınarak dava tarihi itibarıyla, asıl alacak ve faiz miktarı hesaplanmış, ancak icra dosyasındaki takip talebine göre, takipten sonra yapılan ödemeler dikkate alınmaksızın dava tarihi itibarıyla borcun ulaştığı miktar hesaplanmamıştır. Mahkemece, icra dosyasındaki takip talebine göre, takipten sonra yapılan ödemeler dikkate alınmaksızın dava tarihi itibarıyla borcun ulaştığı miktarın tespiti için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmak suretiyle, aradaki fark kadar davacı lehine menfi tespit kararı verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davacı … yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacı …’a iadesine, 29/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.