Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/6478 E. 2022/4766 K. 13.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6478
KARAR NO : 2022/4766
KARAR TARİHİ : 13.06.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.03.2014 tarih ve 2012/61 E. – 2014/100 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı, davalılar Kombassan Holding A.Ş., …, …, …, …, …, …, … vekili tarafından duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 13.06.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı Bera Holding A.Ş. Vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olduğunu, davalı gerçek kişilerin ise çeşitli dönemlerde davalı şirketin yönetim ve denetim kurulu üyeliğini yaptıklarını ancak yasanın kendilerine yüklediği özen ve sadakat yükümlülüğünün gereğini yerine getirmediklerini ve şirketi öz sermaye kaybına uğrattıklarını ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketteki paydaşlığının ve hisse oranının tespit ve tescilini, müvekkilinin uğradığı doğrudan ve dolaylı zararına karşılık şimdilik (5.500) YTL’nın davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkili şirketin ortağı bulunduğunu, davanın amacının elindeki hisse senedini müvekkili şirkete verip bedelini tahsil etmek olduğunu ve bu talebin TTK’nın 329. maddesi karşısında kabul göremeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca verilen kesin süre içinde ara kararda ayrıntılı belirtilen keşif gideri, bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, böylece bilirkişi inceleme talebinden vazgeçilmiş sayıldığı, verilen kesin süre ara kararının taraflar ile birlikte hakimi de bağladığı ve geri dönülmesinin söz konusu olmadığı, kesin süre ara kararının davalı açısında kazanılmış hak doğurduğu, dosyadaki mevcut raporlar ile de bir hüküm kurmanın mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
(1) Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden taraflara iadesine, 13/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.