Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/6418 E. 2022/352 K. 17.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6418
KARAR NO : 2022/352
KARAR TARİHİ : 17.01.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Tarsus 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20.09.2018 tarih ve 2017/94 E- 2018/237 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nce verilen 01.06.2020 tarih ve 2018/1898 E. – 2020/378 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıdan 350.000,00 TL bedelli limon satın aldığını ve bu miktarın davalıya ödendiğini, yapılan ödemeler karşılığında davalı tarafından müvekkili şirkete 172.000,00 TL’lik limon teslim edildiğini, anlaşılan miktarın kalan kısmı olan 178.000,00 TL’lik limonun tesliminin davalı tarafından yerine getirilmediğini, ödenen miktarın iadesinin istenildiğini, ödeme yapılmaması üzerine davalı hakkından başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kendisine ait taşınmaz üzerinde mayer cinsi limon üreticiliği yaptığını, 2016 yılı Temmuz ayı içerisinde davacı şirketin aracılar vasıtası ile müvekkiline ait bahçedeki limon ürününü satın almak istediğini, taraflar arasında aracılar vasıtası ile yapılan şifahi anlaşma gereğince müvekkiline ait bahçedeki limonun ürün miktarı belirtilmeksizin ve dalında teslim edilmek üzere davacıya satıldığını, bu usulün bölgede yaygın bir şekilde kullanılan örf, adet ve teamül gereğince de işçilik, ürünü toplamak ve yüklemek görevinin alıcıya ait olduğunu, üretici olan müvekkilinin üzerine düşen görevin ise yalnızca hasada engel olmamak olduğunu, müvekkilinin alıcıya işçi temin etmek, hasat yapmak sonrasında ürünü alıcıya teslim etmek görevinin bulunmadığını, dalında teslim edilmek üzere yapılan anlaşma gereğince ve bölgede yerleşik örf ve adet ve teamül gereğince davacı tarafından 2016 yılı Ağustos ayında müvekkiline ait bahçe üzerindeki mayer cinsi limonu davacı tarafından temin edilen işçi ve ekipmanlar ile toplatarak teslim alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia,savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın limonların ağaç üzerinde kabala usulde mi yoksa davalının belli bir miktar ürünün verilmesi yönünde taahhütte bulunarak yani ton/kg üzerinden mi davacıya satıldığı, satışın ton/kg üzerinden yapılmış olması halinde, taahhüt edilen limonların tamamının davacıya teslim edilip edilmediği ile davalıya ödenen limon avans bedelinin karşılıksız kalıp kalmadığı noktasında toplandığı,yörede kabala (dalında satış) usulde yapılan meyve satışlarının sözlü olarak yapılması, senede bağlanmaması, yazılı bir sözleşme, belge vs. düzenlenmemesi konusunda, bir teamül oluşup oluşmadığı hususunda Tarsus Ticaret ve Sanayi Odasının yazı cevabı ile yörede kabala usulü ile (dalında satış) yapılan satışların teamül gereği sözlü olarak yapıldığının belirtildiği, davalı tarafın satışa konu limonların kabala usul ile satıldığı iddiasını tanıkla ispat edebileceğinin kabul edildiği, dinlenen davalı tanıklarının bahçedeki limonların ağaç üzerinde kabala (dalında satış) usul ile davacıya satıldığı, ürün hasadının davacı tarafça yapıldığı, davalının belli bir miktar ürünün verilmesi yönünde taahhütte bulunmadığını beyan ettiği, kabala usulde yapılan satışlarda hasat sonucu tahmin edilen mahsulden daha fazla mahsul çıkması halinde çiftçinin tüccardan, daha az çıkması halinde tüccarın çiftçiden herhangi bir hak talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda, HMK’nın 203 maddesine göre tanık dinlenmesinin mümkün olduğu, ispat yükü kendisinde bulunan davalının, tanık beyanları ile taraflar arasındaki satışın kabala usulü satış olduğunu ve davalının edimini yerine getirdiğini ispat ettiği, bunun aksinin yani satışın kilo ile yapıldığı ve belli miktarda limon taahhüt edildiği halde eksik limon teslim edildiği yönündeki iddianın davacı tarafça ispat edilemediği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin eksik inceleme ile karar verildiği, tanık dinlenemeyeceği ve ödemelerin parça parça ve dekontla yapıldığı yönündeki istinaf sebeplerinin, HMK’nın 203/1-b maddesi, Tarsus Ziraat Odası Başkanlığı’nın ve Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası’nın yazı cevapları ve dinlenen tanık beyanları karşısında yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.