Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/6358 E. 2021/3096 K. 30.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6358
KARAR NO : 2021/3096
KARAR TARİHİ : 30.03.2021

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22.06.2020 tarih ve 2019/405-2020/107 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 2013/63021, 2013/58323, 2007/19974 ve 95/000318 sayılı şekil markalarının sahibi olduğunu, davalı şahısça yapılan 2015/68117 sayılı, “Blue Air+ Şekil” ibareli marka tescil başvurusuna, iltibas, tanınmışlık ve kötüniyet vakıalarına dayalı olarak yapmış oldukları itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini, kararın doğru olmayan gerekçe ve değerlendirmeye dayalı olarak verildiğini, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olduğunu, dava konusu marka başvurusunun davacının markalarının bir serisi olarak algılanacağını, davacının markalarının tanınmış marka olduklarını, dolayısıyla dava konusu marka başvurusunun 25. sınıfta evleviyetle reddedilmesinin gerektiğini, davalının dava konusu markasının şekil unsurunu tesadüfen seçtiğinin düşünülemeyeceğini, davalının başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptalini ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının itirazına mesnet markalarla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, başvuru konusu ibare ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; Yargıtay’ın “Davacı yanca mesnet gösterilen markalarda yer alan şekil unsurunun çekişmeli 25. sınıf mallar yönünden sıklıkla kullanılan ayırt ediciliği zayıf bir işaret olduğu, kaldı ki, taraf markalarında yer alan şekil unsurlarının ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer de olmadığı zira, davacının markasını oluşturan şekil unsuru daha çok ok şeklini andırmakta iken başvuruya konu markada yer alan şekil unsurunun bumerang/yay benzeri kavisli görünüme haiz şekilde olduğu ve ok kadar keskin çizgilere sahip olmadığı, markalarda kullanılan renkler ve oluşturulan kompozisyonun da tamamen farklı olduğu, anılan farklılıkların karşılaştırma konusu markaları birbirinden farklılaştırarak iltibas ihtimalini ortadan kaldırdığı anlaşılmaktadır. Nitekim mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyetinin 13.06.2017 tarihli raporunda da aynı sonuca ulaşılmıştır.” şeklindeki bozma gerekçesi doğrultusunda taraf markaları arasında iltibas koşulu oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.