Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/6164 E. 2021/5779 K. 28.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6164
KARAR NO : 2021/5779
KARAR TARİHİ : 28.09.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07.02.2019 tarih ve 2017/808 E. – 2019/101 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nce verilen 30.10.2019 tarih ve 2019/1283 E. – 2019/1688 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Sertifika Pres Akademik Sertifikasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 667 sayılı KHK uyarınca kapatıldığını, bu şirketin haklarının Hazineye geçtiğini, kapatılan şirket hakkında Maliye Bakanlığı tarafından yapılan inceleme sonucu hazırlanan 15.03.2017 tarihli inceleme raporuna göre kapatılan kurumun davalı BYK Basın Yayın Reklamcılık İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti.’den alacaklı olduğunu, alacağın 28.12.2015 tarihli 212.388,48 TL ve 04.08.2016 tarihli 120.000,00 TL’lik faturalardan kaynaklandığını belirterek toplam 332.388,48 TL alacağın 212.388,48 TL’sinin 28.12.2015 tarihinden 120.000,00 TL’nin ise 04.08.2016 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 667 sayılı KHK ile kapatılan ve mal varlığı Hazineye devredilen Sertifika Pres Akademik Sertifikasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, 212.388,48 TL tutarındaki 28.12.2015 tarihli fatura ve 120.000,00 TL tutarındaki 04.08.2016 tarihli fatura ile davalı şirkete mal ve hizmet sattığı ancak parasının ödenmediği, davacı hazinenin bu miktarda alacağının oluştuğu, dava tarihine kadar davalı şirkete ihtar çekilmediği, alacağın dava tarihine kadar muaccel olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 332.388,48 TL davacı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, davacı vekili, temerrüt faizine fatura tarihlerinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, dosyada ve davacı tarafın kayıtlarında davalı şirketin temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, davacı tarafça yargılama sırasında 1.160,00 TL gider avansı yatırıldığı, toplam yargılama giderinin 487,60 TL olduğu, karara ise yapılan yargılama giderinin 187,60 TL yazıldığı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, 332.388,48 TL davacı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafından yapılan 487,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili temyize başvurmuştur.
Dava, 667 sayılı KHK ile kapatılan şirketin faturaya dayalı alacağının Maliye Bakanlığı tarafından davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak, dava dilekçesi ekinde, Ankara Valiliği’nin BYK Basın Yayın Reklamcılık İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den 18/07/2017 tarihli ve 56481 sayılı yazı ile alacağın ödenmesini talep ettiği anlaşılmakta olup mezkur yazının davalıya tebliğ edildiği de gözetildiğinde davalının temerrüdüne esas teşkil edip etmeyeceği değerlendirilmeksizin hüküm kurulması doğru olmayıp vaki istinaf başvurunun reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 28/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.