Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/5954 E. 2021/4675 K. 02.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5954
KARAR NO : 2021/4675
KARAR TARİHİ : 02.06.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16.03.2016 tarih ve 2014/436- 2016/208 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi…’ın 22.11.2013 tarihinde vefat ettiğini, muris…’ın mirasçıları olması nedeniyle müvekkilleri aleyhine Antalya 7. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6077 E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, murise ait imzanın çekin arka yüzünde ciranta olarak bulunduğunu, çekin keşide tarihinde karalamanın mevcut olduğunu, keşideci ile paraf imzalarının da birbirini tutmadığını, farklı olduğunu bu nedenle takibe dayanak belgenin kambiyo senedi niteliğinin de bulunmadığını, çekteki imzanın murise ait olmadığını, çekteki imzanın bir an için murise ait olduğu kabul edilse bile murisin bu imzayı kendi adına değil ortağı olduğu şirket adına attığını ve imzasının şirketin kaşesinin üzerinde olduğunu ileri sürerek, müvekkillerinin icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların murisi…’ın ciranta olarak imzalamış olduğu 20.08.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekten dolayı icra takibi başlatıldığını, murisin imzasının Aslan Kardeşler Ltd. Şti’yi temsilen ciranta olarak atıldığını ancak akabinde murisin kendi el yazısı ile ismini ve soy ismini yazarak tekrar şahsi borçlu olarak da şirket kaşesinden sonra bizzat imzaladığını, bu durumun davacıların murisinin şahsi borçlu olarak da sorumlu olduğunu gösterdiğini, imzaların murisin kendi imzası olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu çek üzerinde bulunan imzaların davacıların murisi…’a ait olduğu bu nedenle davacıların imza inkarına yönelik itirazlarının yerinde olmadığı, çekte bulunan ciro silsilesinin incelemesinde davaya konu çekin Aslan Kardeşler Ltd. Şti şirketi lehine tanzim edildiği, Aslan Kardeşler Ltd. Şti. adına muris…’ın şirket kaşesini vurarak çeki ciro ettiği, bu cirodan sonra muris…’ın kendi ismini yazarak ve şirket kaşesini vururak 2. kez çeki ciro ederek davalı şirkete devrettiği, muris…’ın 2. cirosunun şahsı adına verilmiş olduğu, isminin altına şirket kaşesinin vurulmasının…’ın cirosunu ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine ve İİK’nın 72/4 maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 12.352,19 TL tazminatın davacılardan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, çeke dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı tarafından davacıların murisinin imzasının bulunduğu iddia edilen çeke dayalı olarak davacılar/mirasçılar aleyhine icra takibi başlatılmış, davacılar ise murisleri…’ın çek üzerinde şahsen cirosunun bulunmadığını, murisin Aslan Kardeşler Ltd.Şti. nin yetkili temsilcisi olduğunu, çeki şirketin temsilcisi sıfatıyla imzaladığını ve bu nedenle şahsen borçlu olmadığını savunmuş; mahkemece…’ın isminin altına şirket kaşesini basmış olmasının şahsi olarak çeki ciro ettiğini ortadan kaldırmayacağı, İsmail Aslan’ın çekteki borçtan dolayı şahıs olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İcra takibine konu edilen çek incelendiğinde; çekin lehtarının Aslan Kardeşler Ltd. Şti. olduğu, ilk cironun Aslan Kardeşler Ltd.Şti tarafından kaşe basılmak ve kaşenin üzerinin yetkili temsilci tarafından imzalanmak suretiyle yapıldığı, ikinci cironun ise yine Aslan Kardeşler Ltd. Şti. kaşesi üzerine tek imza atılmak ve aynı zamanda kaşenin üzerinin şirketin yetkili temsilcisi… tarafından imzalanmak suretiyle yapıldığı anlaşılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 629. maddesi atfıyla limited şirketlere de uygulanması gereken “imza şekli” başlıklı 372/1. maddesi uyarınca şirket adına imza yetkisini haiz kişiler şirketin unvanı altında imza atarlar. İcra takibine konu çekte bulunan ciroda şirket unvanını içeren kaşenin üzerine şirket yetkilisi ismini yazmak ve imzalamak suretiyle ciro yapmıştır. İsimde, imzada şirket unvanını gösteren kaşe üzerindedir. Ayrıca şirket kaşesinin, muris…’ın adresini gösterdiği şeklinde yorumlanması da şirketin adının üzerinin çizilmemiş olması nedeniyle mümkün görülmemiştir. Lehtar olan Aslan Kardeşler Ltd. Şti’nin iki kez ciro yapması nedeniyle cirolardan birinin…’a ait olduğunun söylenebileceğinin kabulü de kıymetli evrakın düzenlenmesi, devri, sıkı şekil şartlarına tabi olması nedeniyle yine mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle davacılar murisi…’ın söz konusu ciroya dayalı olarak çekteki borçtan şahsen sorumlu tutulması mümkün olmadığından, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 02.06.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

İddia, savunma, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre mahkemece yapılan yargılama ve değerlendirme sonucu verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı ve dolayısıyla kararın onanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmamaktayız.