Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/5940 E. 2022/2992 K. 13.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5940
KARAR NO : 2022/2992
KARAR TARİHİ : 13.04.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30.05.2017 tarih ve 2014/74 E- 2017/81 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.06.2020 tarih ve 2017/4551 E- 2020/1129 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı … Elek. Yay. Ltd. Şti. vekilleri Av. …, Av. … ile diğer davalı … vekilleri Av. … ve Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, basılı, görsel ve işitsel yayınları günü gününe izleyerek yazı ve haber derleyip arşivleyen, her bir müşterinin özel ilgi sahasına ve isteklerine göre belirlediği yazıları ve haberleri söz konusu arşivden seçerek ilgili müşteriye iletmek suretiyle hizmet sunan bir medya takip şirketi olduğunu, davalı firmanın ise haber ajanslarına, ürettikleri haberlerin performansını takip ederek ölçmek ve performans raporları hazırlamak suretiyle hizmet verdiğini, davalı firmanın, dava dışı Anadolu Ajansı ile yaptığı anlaşma uyarınca, bu ajansın ürettiği haberlerin performansını takip etme ve Ajansa düzenli olarak performans raporları hazırlama işini üstlendiğini, bu doğrultuda müvekkili ile davalı arasında 12.04.2012 tarihli ‘”Gazete Kupürleri ve Haber Metinleri Temini Hizmet Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmeye göre davalıya müvekkilince iletilecek derlemelerin sözleşme uyarınca söz konusu amaç dışında kullanmama ve müvekkilince gönderilen iletileri elinde tutmama yükümü altına girdiğini, fakat davalı firmanın, sözleşmenin bu açık hükümlerine rağmen, müvekkilince iletilen haber ve köşe yazısı derlemelerini “www.habermetre.com” isimli internet sitesindeki veri bankasına eş zamanlı olarak aktarmaya ve buradan üçüncü şahıslara pazarlamaya başladığını, bu sitenin davalı şirketin yetkilisi olan diğer davalı adına tescilli olduğunu, müvekkiline ait derlemelerin, delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporuna göre müvekkili tarafından davalı firmaya gönderilen haber ve köşe yazısı derlemelerinin “www.habermetre.com” internet sitesinde aynı formatta ve içerikte yayınlandığının tespit edildiğini, davalı firmanın bu derlemeleri kendi müşterilerinin kullanımına sunduğunun saptandığını, davalının müvekkili tarafından gönderilen derlemelerin sözleşmenin amacı dışında kullanılması ve ticari maksatla üçüncü şahıslara kullandırtmasının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, bu durumun eser niteliği taşıyan bu derlemeler üzerindeki mali haklara da tecavüz oluşturduğunu, müvekkilinin ticari itibar kaybına uğradığını, manevi tazminat koşullarının da oluştuğunu ileri sürerek davalının gerçekleştirdiği mali hak ihlali sebebiyle FSEK’in 68. maddesi uyarınca, HMK’nın 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak niteliğinde olmak üzere asgari miktarını şimdilik 90.000 TL olarak belirleyebildikleri üç kat bedel tazminatının 06.01.2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, 40.000 TL manevi tazminatın 06.01.2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, bedel artırım dilekçesi ile FSEK 68. maddesi uyarınca 3 kat maddi tazminat talebini 280.636,86 TL’ye çıkarmıştır.
Davalılar vekili, müvekkilinin sadece haber kaynaklarını tarayıp müşterilerine istatistiksel veri sunduğunu, bu nedenle davacıya ait derlemeleri kullanıp üçüncü kişilere pazarladığı iddiasının yerinde olmadığını, davacı tarafından hukuka aykırı teknik yöntemlerle (hack) elde edildiği tahmin edilen ve müvekkili şirket ile söz konusu şifrenin tahsis edildiği Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş. yetkilileri dışında kimsenin bilmemesi gereken gizli demo şifresi kullanıldığını, bu şekilde müvekkiline ait internet sitesi üzerinde inceleme yapılıp tespit dosyası için bilirkişi raporu tanzim edildiğini, hukuka aykırı olarak sisteme giriliş nedeniyle davacı şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporunun hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunu, bu nedenle hükme esas alınamayacağını, davacının müvekkiline göndermiş olduğu verilerin eser niteliği taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, tespit dosyasına sunulan raporda www.habermetre.com alan adlı internet sitesine girilerek ana sayfaya ulaşıldığı, sitenin ilk yapısına göre çalışan bir alt yapısının olduğunun üye olarak girildiğinde daha detaylı bilgi sunulduğunun anlaşıldığı, önceki tespit isteyenin verdiği ve düşük seviyede olduğu belirtilen üyelik accountu ve şifresi ile siteye girildiğinde görseli sunulan haber listesinin bulunduğu ve burada davalı tarafın hazırladığı haberlerin sunulduğunun anlaşıldığı, tespit isteyenin verdiği ve daha yüksek seviyede üyelik olduğunu belirttikleri ikinci bir account ismi ve şifre ile aynı siteye girildiğinde, bu accounta ait üyelik seviyesinin daha yüksek olduğu, sitenin üst tarafında ek buton özelliği olan bir accountun olduğunun tespit edildiği, accountun dosyaya sunulan ekran görüntüsünde kırmızı daire içine alındığını accounta basıldığında haberlerin listesinin geldiği, haberlerin başlıklarından tespit isteyenin karşı tarafa gönderdiği haber başlığı ile aynılarının olduğunun görüldüğü, haber içeriklerinin mukayese edilmesi ile aynı olduğunu beyan ettiği, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyetinin ise “belli bir maksada göre ve hususi bir plan dâhilinde yapılmış olduğu anlaşılan ve ayrıca internet ortamında aktarılan davacıya ait gazete küpürleri ve haber metinlerinin 5846 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 11. bendine göre derleme eser olarak değerlendirilebileceği, tespit raporunun dikkate alınması halinde, davalının, davacıya ait verileri sözleşmeye aykırı olacak şekilde üçüncü kişilerle paylaştığı ve bu eyleminin de davacı eser sahibinin mali haklarına tecavüz sonucunu doğuracağı” görüşünü belirttiği, dava konusu veri tabanının eser mahiyeti taşıdığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.4. maddesinde “Yeni Medya bu sözleşme kapsamında İnterpress tarafından kendisine temin edilen hiç bir datayı bu sözleşmede belirtilen kapsam dışında kullanamaz, 3. şahıslara hiç bir pay ve şart altında kullandıramaz, kendisi dahi bu amaç dışında kullanamaz” hükmünün benimsendiği, davalının, davacıya ait veri tabanını/datayı sözleşmenin 4.4. maddesine aykırı şekilde dava dışı Başkent Doğalgaz’a kullandırdığının tespit edildiği, delil tespiti sırasında hakim huzurunda, davalı tarafça üçüncü kişiye verilen şifre kullanılmak suretiyle, ancak delil tespitinin amacıyla sınırlı olarak sisteme girildiği, davalının ve üçüncü şahıs şirketin ticari sırlarının elde edilmediği, davalıdan bu şifrenin istenmesi halinde gizlenmesi ya da kullanımın/ kullandırtmanın kaldırılarak delilin gizlenmesinin kuvvetle muhtemel olduğu, tarafların korunan hukuki yararları ve taraf tanıklarının beyanları gözönüne alınarak, bilirkişi tarafından yapılan tespitin hukuka aykırı olmadığı, delinin hukuka aykırı olarak oluşturulmadığı, elde edilen delilin değerlendirilebileceği, tazminat hususundaki ek raporda “sözleşme bedellerinin genelde hakkında medya takibi yapılacak konuların genişliğine göre belirlendiği, bu açıdan en geniş konu kapsamının taraflar arasındaki sözleşmede bulunduğu, önceki raporda incelenen sözleşmelerin içinden davacı ile Halk Bankası arasında yapılmış olan sözleşmenin emsal seçildiği, aylık bedelin güncellendiği, ihlal tarihinin 18,5 ay olduğu dikkate alındığında 280.636,86 TL + KDV’nin istenebileceği” hususlarının belirtildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 280.636,86 TL maddi tazminatın 06.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 30.000 TL manevi tazminatın 06.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalılar vekili, karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, davalıların kanuna aykırı elde edildiğini ileri sürdükleri delilin mahkeme nezaretinde yapılan keşif sonucu elde edilmesine ve dosya kapsamında anılan delilden başka da delillerin bulunmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen hizmet kapsamında teslim edilen derlemelerin sözleşmeye aykırı olarak 3. kişilere açıldığı iddiasına dayalı FSEK’in 68. maddesi uyarınca tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Veri tabanı, belli bir sistem veya metod dahilinde düzenlenmiş elektronik, mekanik veya herhangi bir vasıta ile erişilmesi mümkün eserlerden, verilerden veya diğer materyallerden oluşan derlemeler ve koleksiyonlar için kullanılan bir kavramdır. AB müktesebatında “eser” niteliğinde olmayan veri tabanları bağımsız ve sui generis hak kategorisi ile korunurken, ülkemizde bu koruma sadece 5846 sayılı FSEK çerçevesinde sağlanmaktadır.
FSEK 6/11. Maddesinde yer alan “Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan ve bir araç ile okunabilir veya diğer biçimdeki veri tabanları (Ancak, burada sağlanan koruma, veri tabanı içinde bulunan veri ve materyalin korunması için genişletilemez)” düzenlemesi uyarınca, bu niteliği haiz veri tabanlarının FSEK anlamında aynen bir “eser” gibi korunması gerekmektedir. Bu tür eserlerde temel amaç emeğin ve yatırımların korunması olup, FSEK 1/B maddesi anlamında “sahibinin hususiyetini taşıma” şartı aranmamaktadır. Bununla birlikte FSEK Ek-8. Maddesinde yer alan düzenleme uyarınca da, eser niteliğini haiz olmayan diğer veri tabanları aleniyetten itibaren 15 yıl süreyle korunmaktadır. Yatırımcı veri tabanı yapımcısı bu hakkına dayanarak, veri tabanının içeriğinin önemli bir kısmının veya tamamının her hangi bir araçla herhangi bir şekilde sürekli veya geçici olarak başka ortama aktarılması ve veri tabanının herhangi bir yolla dağıtılması, satılması, kiralanması veya umuma iletilmesini önleme hakkına sahiptir. Eser koruması niteliğinde olmayan veri tabanlarının haksız rekabet kuralları çerçevesinde korunması gerekir.
Bir veri tabanının hangi hallerde FSEK anlamında eser koruması, hangi hallerde haksız rekabet korumasını gerektirdiği hususunda oluşacak tereddütleri gidermek için belirli kıstasların kabulü gerekir. Buna göre bir veri tabanının eser olarak korunabilmesi için, “sahibinin hususiyetini taşıma” anlamında bir özelliğe sahip olması gerekmese bile, önceki veri tabanlarına göre belirli bir ölçüde orjinallik (özgünlük) içermesi, belirli konularda oluşan bilgi ihtiyacını karşılama konusunda, ihtiyaç duyulan verilerin; alfabetik, kronolojik veya başka bir mantık silsilesi içerisinde veri tabanı dizgesine yerleştirilmesi, aranıldığında kolaylıkla bu bilgilere ulaşabilmesini sağlayacak nitelikte olması gerekir.
Somut olayda davacı tarafa ait veri tabanının temel işlevinin, medyada kendisiyle ilgili olarak yapılan haberleri öğrenmek ve takip etmek isteyen kişilerin bu ihtiyaçlarını gidermek için yazılı ve görsel basında veri toplamak olduğu, bu haliyle belirli zaman aralıklarıyla müşteriye ulaştırılan haberlerin bilgi yığını verilerden oluştuğu ve belirli bir amaç ve hususi bir maksat dahilinde bir araya getirilen ve ihtiyaç halinde sürekli bir kullanım imkanı sağlayan, kronolojik veya alfabetik her hangi bir öge içermediği gibi, davacı tarafça; bu hizmetin (medya takip merkezi) ilk defa kendisi tarafından oluşturulan bir veri tabanıyla sağlanan bir hizmet türü olduğunun da ispat edilemediği, esasen bu tür bir hizmetin uzun süredir bilinen bir hizmet türü olduğu, bununla birlikte korunmayı hak eden bir emek ve yatırıma dayandığı, ancak bu haliyle bir eser korumasından değil, FSEK Ek-8. Maddesi kapsamında haksız rekabet korumasından söz edilmesinin gerektiği anlaşılmakla, Mahkemece, bu yönde her hangi bir inceleme veya niteleme yapılmaksızın hatalı gerekçeyle davacı tarafça davalıya gönderilen verilerin FSEK 6/11 maddesi anlamında “eser” niteliğinde olduğunun ve buradan hareketle FSEK 68. Maddesi uyarınca üç katı tazminat korumasının verilmesi doğru olmamıştır.
3- Öte yandan kabule göre de; ihlal konusu veri tabanının rayiç bedeli konusunda emsal alındığı ileri sürülen davacı ile dava dışı Halkbank arasındaki sözleşmeye konu takip edilen mecra sayısı itibariyle oransızlık bulunduğu ve bu nedenle anılan sözleşmenin rayiç olarak alınamayacağına yönelik davalı tarafın ciddi itirazları karşılanmaksızın tazminat bedeli belirlenmesi de doğru olmamış ve bu nedenle de hükmün temyiz eden davalı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 13/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.