Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/5745 E. 2021/5628 K. 21.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5745
KARAR NO : 2021/5628
KARAR TARİHİ : 21.09.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 31.12.2019 tarih ve 2018/30-2019/1299 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı alacaklı tarafından davacı aleyhine 31/08/2012 tarihli 10.000,00 TL bedelli, 30/09/2012 tarihli 10.000,00 TL bedelli, 31/10/2012 tarihli 10.000,00 TL bedelli, 30.11.2012 tarihli 10.000,00 TL bedelli ve 12/02/2013 tarih 10.000,00 TL bedelli bonolara dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, ancak takip konusu beş bonoda kefil kısmında bulunan … ‘a atfen atılmış bulunan imzaların davacıya ait olmadığı gibi davacının alacaklı tarafa böyle bir borcunun da bulunmadığını ileri sürerek takip konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini, davalı aleyhine %40 ‘ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu olan senetlerin incelenmesinde ciro silsilesinden açıkça anlaşılacağı üzere Modim Tekstil İnş. Otom ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. tarafından tanzim edildiğini, davacının senetleri kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borçlusu Emir Tekstil Örme … Ltd. Şti.’nin de senetleri davalı bankaya ciro ettiğini, bu nedenle bankanın iyiniyetli meşru hamili konumunda olduğunu, davacının ortağı olduğu şirketle ilgili olarak atılan imzanın geçersizliği ve borçlarının olmadığına ilişkin her hangi bir itirazı olmamasına rağmen, kefil sıfatıyla şahsı adına atılan imzaya itirazda bulunulmasının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve haksız ve kötüniyet ile takibe itiraz eden davacının takip tutarının %20’si oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, 27.11.2019 tarihli alınan bilirkişi raporuna göre, tetkik konusu senet asıllarında kefil … ismine atfen atılı imzalar ile …’a ait mukayese imzalar arasında uygunluk ve benzerlik bulunmadığı, bu durumda inceleme konusu senet asıllarında kefil … ismine atfen atılı imzaların …’ın el ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın Kabulü ile, İstanbul 34. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3582 takip sayılı dosyasındaki takibe konu olan 03.11.2011 tanzim tarihli 31.08.2012, 31.09.2012, 31.10.2012, 31.11.2012, 31.12.2012 vade tarihli 5 adet bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.561,62 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.