Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/5461 E. 2022/154 K. 12.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5461
KARAR NO : 2022/154
KARAR TARİHİ : 12.01.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11.HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.09.2018 tarih ve 2015/912 E- 2018/570 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 30.12.2019 tarih ve 2019/713 E- 2019/2467 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu… arasında 07.12.2012 tarihli 120.000.-TL limitli genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, davalıların bu sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine davalılara noter ihtarnamesi gönderilerek hesabın kat edildiğini, buna rağmen her hangi bir ödeme yapılmadığını, Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2015/12418 E. sayılı dosyasından bankanın alacağından dolayı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından haksız olarak borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaliyle takibin devamına, davacı lehine alacağın % 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı tarafından icra takibine konu edilen borcun müvekkilleri tarafından ödendiğini ve borcun kapatıldığını, müvekkillerinin…’in asıl borçlu olduğu 07/12/2012 GKS’ye kefil olduklarını, ilgili kredileri vadesinde ödeyerek kapattıklarını, daha sonradan müvekkillerinin rızası olmadan yine…’e banka tarafından kredi kullandırıldığını, bankaca gönderilen kat ihtarnamesine itiraz ettiklerini, icra takibinin kötü niyetli ve haksız olduğunu savunarak davanın reddi ile alacağın % 20′ si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalıların Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2015/12148 sayılı icra dosyasındaki itirazlarının kısmen iptali ile takibin devamına, asıl alacağın % 20’si tutarındaki 14.801,68 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; 07/12/2012 tarihli, 120.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin çerçeve sözleşme niteliğinde olduğu ve davalıların kefil sıfatıyla bu sözleşmeyi imzaladıkları, esas kredi müşterisi kredi borcunu kapatsa dahi kredi limiti dahilinde kefillerin sorumluluğunun devam edeceği, bu nedenle icra takibine itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.909,53 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 12/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.