Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/5409 E. 2022/48 K. 10.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5409
KARAR NO : 2022/48
KARAR TARİHİ : 10.01.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.12.2017 tarih ve 2014/1276 E- 2017/876 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 05.03.2020 tarih ve 2018/2329 E- 2020/315 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu Pars Alarm … Ltd. Şti. arasında genel ticari kredi sözleşmesi imzalandığını, asıl borçlu şirketin ortağı olan davalının kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığını, genel kredi sözleşmesi çerçevesinde dava dışı asıl borçlu şirkete verilen kredi taksitlerini ödememesi üzerine asıl borçluya ve davalıya kat ihtarnamesinin gönderildiğini, kat ihtarnamesine rağmen borcu ödemeyen şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, daha sonra sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzalayan davalı …, dava dışı …ve … aleyhine Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2014/11918 Esas sayılı icra takibi ile ilamsız takip yapıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, davalının sözleşmeye attığı imzada ismini yazmamış dahi olsa imzanın şirket kaşesinin üstüne atılmadığını, imzanın tamamen açığa atıldığını ileri sürerek davalının Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2014/11918 Esas sayılı ilamsız icra takibine yaptığı vaki haksız itirazın iptaline, takibin devamına, % 40’tan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin 01/03/2011 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesini şirket ortağı sıfatı ile imzaladığı halde davacı tarafça müvekkili hakkında 4 ayrı icra takibi yapıldığını, müvekkili hakkında zaten derdest olan icra takipleri olduğundan huzurda görülen işbu davanın öncelikle derdestlikten reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin ortağı olduğu Pars Alarm … Ltd. Şti. ile davacı arasında imzalanan 01/03/2011 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesini ortak sıfatı ile imzaladığını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine %40 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalının borca konu kredi sözleşmesindeki imzasının kefillere ait bölümde yer almadığı gibi kefil olmak amacıyla atıldığını gösterir herhangi bir ibare ve kabul beyanının da bulunmadığından kefaletin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine, asıl alacak miktarının % 20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; davacı bankayla dava dışı asıl borçlu Pars Alarm … Ltd. Şti. arasında 01/03/2011 tarihli 150.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, asıl borçlu davalı şirketin kaşesi üzerinde şirketi münferiden temsile yetkili …’in imzasının bulunduğunu, davalının imzasının müşteri bölümündeki asıl borçlu şirketin kaşesinin dışında sağında yer aldığı, adı soyadı ve müteselsil kefil olduğuna ilişkin bir beyanın yer almadığı, davalı imzasının kefillere ait bölümde olmaması, ayrıca kefil olmak amacıyla atıldığını gösteren herhangi bir ibare ve davalının da kabulünün bulunmaması nedeniyle kefaletin geçirsiz olduğundan davanın reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiş, ancak davacının yapılan takipte haksız olmasına rağmen kötü niyetli olduğuna dair dosyaya delil sunulmadığından davacının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı lehine kötüniyet tazminatının tahsiline hükmedilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26.30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 10/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.