Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/5300 E. 2021/868 K. 04.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5300
KARAR NO : 2021/868
KARAR TARİHİ : 04.02.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31.01.2018 gün ve 2017/432 – 2018/23 sayılı kararı bozan Daire’nin 09.10.2019 gün ve 2018/2146 -2019/4679 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalının davacı aleyhine kambiyo takibi başlattığını, takibe konu senede ekli Gimas A.Ş.’ne izafe edilen ciro imzasının ve kaşesinin yer aldığı kağıt parçasının, keşideci ve onun firması olan HGG Mühendislik Ltd. Şti. ve Gimas A.Ş. arasında daha önce yapılmış olan ve karşı tarafta kalan sözleşme nüshasından kesilerek alonj gibi çek yaprağının alt kısmına eklenerek Gimas A.Ş.’nin de ciro silsilesine dahil edilmeye çalışıldığını, davaya konu çekin keşidecisi ve Gimas A.Ş.’den önce gelen cirantaların iş hacimleri itibariyle çeki keşide ve ciro edecek durumda olmadıklarını, …’in boşandığı eşi Bekir Girgin ve yönetim kurulu üyeliği yaptığı Gimas A.Ş.’den haksız menfaat temin etmek, şirketi cebri icra ve haciz baskısı altına alarak ekonomik yönden zor durumda bırakmak ve bu durumdan faydalanmak için … ile işbirliği yaptığını, Gimas A.Ş. ve … arasında herhangi bir akdi ilişki bulunmadığını bildirerek Karşıyaka 4.İcra Müdürlüğü’nün 2011/1352 esas sayılı icra takibine konu edilen 08.02.2011 keşide tarihli … tarafından keşide edilen 6.000.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kambiyo senetlerinin sebepten ari olduğunu, bu çekin davalının eski kayınpederi tarafından söz verilen ve istekleri doğrultusunda boşanmanın gerçekleşmesi halinde daha sonra ödenecek bedel karşılığı verildiğini, çekte davalının sadece alonj üzerinde imzasının bulunduğunu, davalının bu çekin verilmesi nedeniyle mağdur olup dolandırıldığını, bu çek nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları açmadığı gibi çocuğunun velayetini de davacının oğluna bıraktığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen kararın, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, dava konusu çeke sonradan eklenen alonjun sahtecilik yoluyla oluşturulduğu iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıdadır. Davalı, alacaklı olduğunu takip ve dava konusu çek ile ispat etmek istemektedir. Dava konusu takip dayanağı çek incelendiğinde, … tarafından HGG Mühendislik Endüstriyel Sist. Kons. İmal. Montaj İnş. San. Tic. Ltd. Şti. lehine 08.02.2011 tarihinde keşide edildiği, lehtar tarafından birinci cirosu yapılarak daha sonra …, Hacı Bayram Gül, Enha Çelik Kons. Mühendis İnşaat Mühendislik Makina İnşaat ve Turizm ve Sanayi Ticaret Ltd. Şti. ve H. Bayram Gül beyaz ciroları ile çekin arkasındaki alanın dolduğu, çeke bir alonj eklendiği ve bu alonj üzerinde yalnızca davacının cirosu ile davalının bankaya ibraz için attığı imza ve muhatap bankanın çekin karşılıksız olduğunu gösteren keşide tarihiyle aynı günde yazılmış tespit imzalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının cirosu, çek ile alonjun birleştiği çizgiden uzakta ve sadece alonj üzerinde yer almaktadır.
Mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şube No:2701 tarafından düzenlenen 11.04.2014 tarihli raporda “… Alonj bölümünde GİMAS Girgin Makine İmalat Montaj ve Mühendislik San. ve Tic. A.Ş. içerikli kaşe izinin ve söz konusu şirket adına siyah mürekkepli kalem ile atılmış imzanın çek yüzeyi ile temas etmemesi …” olgusuna işaret edilmiştir.
6762 sayılı TTK’nın 730/4 maddesi yollamasıyla 595. maddesi (6102 sayılı TTK’nın 818/1-d maddesi yollamasıyla 683. maddesi) gereğince cironun, çek veya çeke bağlı olan alonj denilen bir kâğıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması gerekmektedir. Çekte alonj kullanımı halinde, muhatap bankanın çekin ibrazı üzerine çekin karşılıksız olduğunu gösteren tespit şerhinin de alonj üzerine yazılmasına bir engel bulunmamakta, hatta bu hususta bir zaruret bulunmaktadır. Kanunda, alonjun “çeke (poliçeye) bağlı” olması gerektiğinden söz edilmiş olup bu kavramın, hukuki öngörülebilirlik ve hukuki güvenlik ilkesi kapsamında yorumlanması gerekmektedir. Bu çerçevede alonj kullanılmış bir çekte, alonjun bu çeke bağlı ve çekle irtibatlı bir belge olduğu belirlenebilir olmalıdır. Çek ve alonj iki ayrı kâğıt parçası olup bunların sadece fiziken değil, hukuken de bir bütün halinde olmaları gerekmektedir. Ancak o zaman alonj ile hak sahibi olanlar bu haklarını güven içinde ileri sürebilirler.
Bir çekin keşidecisi çek yaprağı üzerinde imzaları olan lehtar ve cirantalar zaten bu çeki ödemekle yükümlü olduklarından, alonj ile hak sahibi olan hamile ödeme yaparak sorumluluktan kurtulacaklarından alonjun bu çeke ait olması gerekliliği yönünden kural olarak fazla bir ihtilaf çıkması düşünülemez ise de, sadece alonj üzerinde cirosu bulunan bir ciranta, alonj üzerindeki kayıtlara göre hamil olan kişiye çek bedelini ödemek zorunda kaldığında, bu alonjun bu çeke ait olduğunun belirli olması önem kazanır. Zira alonj üzerinde cirosu bulunan ciranta, çekteki miktarı ödemek zorunda kalmaktadır.
TTK’da alonj ile ilgili bir tanım yapılmamakta, ancak 6102 sayılı TTK’nın 683/1 maddesinde alonju oluşturacak belgenin kağıt olması gerektiği belirtilmiştir. Alonju oluşturan kağıdı, diğer kağıtlardan ayıracak en önemli özellik alonjun, eklendiği senet ile arasındaki güçlü bağdan doğmaktadır. Bu bağ, hem maddi bir bağ hem de iradi bir bağ olmalıdır. Alonj ile senet arasındaki maddi bağ, alonjun senetten tahrifat yapılmadıkça ayrılamayacak nitelikte senede sıkıca
bağlanmasıdır. Alonj ile senet arasındaki iradi bağ ise, senede bağlanacak alonj üzerine söz konusu senet için alonj yoluyla işlem yapıldığının özel olarak belirtilmesiyle sağlanır. Yani alonju imzalayarak taahhüt altına giren kişinin, taahhüdünü bu kağıdın senetteki miktarı ödemeyi üstlendiğini gösteren ve senedin eki niteliğindeki alonj olduğu iradesini de belirterek yazması ve imzalaması gerekir. Senetten başka bir kağıt olan alonjun senetle olan bağını sağlamak için her iki kağıt parçasına denk gelecek şekilde bir beyan veya imza ya da alonj üzerine senedin ayırt edici özelliklerini yazmak gibi değişik yöntemlerle iki ayrı kağıt parçasının iradi olarak birleştirildiğinin gösterilmesi gerekir (Bakınız: Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara 1997, s. 348; Vural Seven, “Kambiyo senetlerinde (Poliçe, Bono ve Çek) “Alonj””, İzmir Barosu Dergisi, Ocak 2017, s. 55-76; Hüsnü Turanlı, “Türk Hukukunda Alonj”, TFM 2017; 3(1), s. 123).Alonjlu bir çek hukuk muhakemesi açısından bir belgedir. O halde bu belge HMK’nın 199. maddesinde belertildiği gibi uyuşmazlık konusu vakıayı ispata elverişli olmalıdır. HMK’nın 207. maddesinde; senette çıkıntı, kazıntı ve silinti varsa ve ayrıca onaylanmamışsa bunların inkârı halinde göz önünde tutulamayacağı ve bu durum senedin geçerliliğine etkili olacak nitelikte ise senedin kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabileceği düzenlenmiştir. Bu maddenin manasından hareketle bir kişinin bir belgeden hukuken sorumlu olabilmesi için belge ile o kişi arasında sorumluluğu doğurmaya elverişli uygun bir nedensellik bağı bulunması gerektiği söylenebilir.
Somut olayda, davaya konu çek ile alonjun birleştiği yerde yukarıda açıklandığı şekilde çek ile alonj arasında iradi ve hukuki bir bağ kuracak şekilde herhangi bir yazı, imza veya işaret bulunmadığından ve çekin tanzim tarihi ile Banka’ya ibraz tarihinin aynı olması gibi somut olayın özellikleri de dikkate alınarak davalının bu çeke dayalı olarak alonj üzerinde ilk cirosu bulunan davacıdan alacaklı olduğunu ispatlayamamış olduğundan menfi tespit davasının kabulüne ilişkin, sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekirken Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 09.10.2019 gün, 2018/2146 esas ve 2019/4679 karar sayılı ilamı ile bozulduğu anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 09.10.2019 gün, 2018/2146 esas ve 2019/4679 karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, HUMK. 438/son maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin yukarıda açıklandığı şekilde değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 09.10.2019 gün, 2018/2146 esas ve 2019/4679 karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, hükmün gerekçesinin DEĞİŞTİRİLEREK ONANMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 04.02.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

1- Dava, dava konusu çeke sonradan eklenen alonjun sahtecilik yoluyla oluşturulduğu iddiasına dayalı açılan menfi tespit davasıdır. Bu tür davalarda ispat yükü kural olarak davalı alacaklıdadır. Davalı, alacaklı olduğunu takip ve dava konusu çek ile ispat etmek istemektedir.
2- Kıymetli evrak, üzerinde taşıdığı hak ile ayrılmaz bir bütündür. Hakkın ileri sürülmesi ve devredilebilmesi için maddi varlığı oluşturan senede ihtiyaç vardır. Senedin içerdiği hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemeyeceği gibi başkalarına da devredilemez. Senedin taşıdığı hak, senet ile vücut bulduğu ve senetle mündemiç olduğundan kıymetli evrakla (senedin taşıdığı hak ile) ilgili tüm işlemlerin kambiyo senedi üzerinde yapılması gerekir. Kıymetli evrak tedavül amaçlı düzenlendiğinden tedavüle çıkan senetler, kanuni düzenlemelerle sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Bunun nedeni, ticari hayatın güvene dayalı olması, güvenin korunmasıdır.
3- Türk Ticaret Kanunu’nda, cironun poliçe veya poliçeye bağlı olan ve “alonj” denilen kâğıt üzerine yazılması (TTK m.683/1), beyaz cironun (TTK m.683/2), aval şerhinin (TTK m.701/1) poliçe veya alonj üzerine yazılması öngörülmüş, mücbir sebep ortaya çıktığında poliçe hamili, mücbir sebepleri gecikmeksizin kendinden önce gelen kişiye ihbar etmekle ve bu ihbarı, altına tarih, yer ve imzasını da koyarak poliçeye veya alonja kaydetmekle yükümlü olup ayrıca mücbir sebebi gecikmeksizin kendi cirantasına ihbar etmeye ve bu ihbarı çeke veya alonja kaydedip, bunun altına, yerini ve tarihini yazarak imzalamakla zorunlu tutulmuştur (TTK m.731). Bononun niteliğine aykırı düşmedikçe; Poliçelerin cirosuna ilişkin 681 ila 690 maddeleri, ödememe halinde başvurma haklarına dair 713 ila 727 ve 729 ila 732 maddeleri ile avale ilişkin 700 ila 702 nci maddeler de bonolar hakkında uygulanır (TTK m. 778). Poliçeye ait, ciro hakkındaki 683 ila 685 inci maddeler, avalin şekil ve hükümleri hakkındaki 701 ve 702 nci maddeler çek hakkında da uygulanır (TTK m. 818).
4- Ciro, tam ve beyaz ciro olarak iki şekilde yapılmaktadır. Lehine ciro yapılan kişinin ciroda gösterilmesine gerek olmadığı gibi, ciro, cirantanın sadece imzasından ibaret olabilir. Bu şekildeki cirolara “beyaz ciro” denir. Beyaz cironun poliçenin arkasına veya alonj üzerine yazılması gerekir (TTK’nın 683/2). Senedi beyaz ciro ile devralan kişi, bu senedi, kendi adına ya da diğer bir kişi adına doldurabilir, yeniden beyaz ciro ya da tam ciro ile devredebilir ya da beyaz ciroyu doldurmaksızın ve poliçeyi tekrar ciro etmeksizin poliçeyi başka bir kişiye verebilir (TTK m. 684). Görüldüğü gibi, senedi beyaz ciro ile teslim alan kişinin senedi devretmek için ciro etmesi zorunlu değildir. Beyaz ciroda, lehine ciro yapılan kişinin gösterilmesi zorunlu olmayıp sadece ciro eden kişinin imzası yeterlidir. Bu durumda, beyaz ciroyla devralan kişi, hiç ciro etmeden de senedi devredebilir.
5- Türk Ticaret Kanunu’nun alonj üzerine beyaz ciro yapılmasına izin vermesi karşısında, alonj üzerine sadece imza atılarak ciro işlemi yapılabilir olması (TTK m. 683/2), aslında irade beyanı ile imzanın farklı kâğıtlarda olduğu istisnai bir durum oluşturulduğundan bahsedilemez.
Alonj, arka yüzünde yer kalmadığı zaman, yapılacak işlemler için bono, çek veya poliçeye eklenen kâğıt parçası olup, alonj üstüne yapılacak işlemlerin hukuki açıdan senet üzerinde yapılan işlemlerle aynı hükümlere tabi olduğu kabul edilmelidir. Alonj, senedin arka yüzünün devamı/uzantısıdır. Kambiyo senedine ekli alonja atılan imza, ciro ve aval niteliğini kazanır.
Emre yazılı kambiyo senetlerinin devri ciro ve zilyetliğinin teslimi ile gerçekleşir. Ciro, kural olarak senedin arka yüzüne yapılır, ancak yer kalmadığı takdirde arka yüzünün uzantısı olarak kabul edilen ve senede iliştirilen alonj adlı kâğıda da yapılabilir. Hukuki olarak, “alonj” üzerine yapılacak işlemler, senet üzerine (özellikle arka yüzüne) yapılan işlemler ile aynı hükümlere tabidir. Dolayısıyla senedin arkasına yazılabilen tüm kayıtlar, bu bağlamda, ciro, aval, ihbar, ibraz şerhi işlemi alonj üzerine yazılabilir. Tam ve beyaz cirolarla senet tedavül edeceğinden müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan yetkili olduğu anlaşılan (senedi elinde bulunduran) kişi şeklen yetkili hamildir.
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu, senette çıkıntı, kazıntı ve silinti olmasını ve senekteki yazı veya imza inkarını özel olarak düzenlenmiştir.
Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir (HMK m.207/1).
Alonj üzerinde imzası bulunan kişinin, başka bir işlemde bulunan imzasının kesilerek senede eklendiği, imzası bulunan kağıdın kendi iradesi dışında senede eklendiği, imzasının üretildiği/çoğaltıldığı veya sahte olarak atılmış olduğunun iddia edilmesi, aslında senetteki kambiyo ilişkisine dâhil olunmadığından HMK m. 208/1 anlamında sahtelik iddiasıdır. Kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkar etmek istenirse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi halde belge, aleyhine delil olarak kullanılır (HMK m.208/1). Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz (HMK m.209/1). Resmi senetlerdeki yazı veya imza inkar edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz (HMK m. 209/2). Bu durumda ise, aradaki kambiyo ilişkisinin varlığından lehine hak çıkartan kambiyo senedi alacaklısı olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği ispat yükü onun üzerinde kalmaktadır (HMK m. 190/1).
Alonj üzerindeki imzanın, başka bir işlemde bulunan imzasının kesilerek senede eklendiği (alonj yapıldığı) veya alonj üzerinde imzanın sahte olduğu, sahte olarak üretildiği/çoğaltıldığı iddia edildiğinde, kambiyo senedinin ayrılmaz bir parçası, senetle bir bütünlük oluşturmuş alonj üzerine ciro yapıldığını iddia eden kambiyo senedi alacaklısı (hamil) bu iddiasını kanıtlamalıdır.
7- Ayrıca başka bir işlemde bulunan imzanın kesilerek senede eklenmesi (alonj yapıldığı) veya alonj üzerinde imzanın sahte olması, sahte olarak üretilmesi/çoğaltılması halinde kağıt üzerinde imzası bulunan kişinin alonj oluşturma ve ciro etme iradesi olamaz. Böyle bir iradenin olup olmadığının da tespitine gerek yoktur. Ortada sahte olarak üretilmiş kağıt (alonj) ve imza vardır.
8- Sahtecilik iddiası, res’en cezai soruşturma ve kovuşturmayı gerektirir. Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır (TCK m.210). Kambiyo senekleri resmi belge hükmünde belgelerdir. Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.204/1).
Sahte olduğu iddia edilen kambiyo senedi, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile takip yapılması halinde icra müdürlüğünün suçta araç olarak kullanılması nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçu işlenmiş olur (TCK m.158/1-d).
9- Kanun Koyucu alonju, kanun ve ikincil düzenlemelerde/mevzuatta şekil şartına bağlamamıştır. Aksi halde belirli bir şekil öngörür bunu da geçerlilik şartı öngörebilirdi. Alonj dışında Kanun Koyucunun öngördüğü, geçerlilik şekil şartları aynı kanun içinde düzenleme bulmuştur. Kıymetli evrakla ilgili düzenlemelerinde, maddi senet varlığı birden fazla parçadan oluşuyorsa bunun senet metninde belirtilmesini (açıklanmasını) zorunlu tutmuştur. Örneğin, bu durum nüshalarda görülebilir. Poliçe birbirinin aynı olmak üzere birden fazla nüsha olarak düzenlenebilir (TTK m.743/1). Bu nüshalara teselsül eden sıra numaraları konulur. Numaralar metne yazılır. Aksi takdirde nüshaların her biri ayrı bir poliçe kabul edilir (TTK m.743/2). Hamiline yazılı çekler hariç olmak üzere; bir ülkede düzenlenip de diğer bir ülkede veya aynı ülkenin denizaşırı bir kısmında ödenmesi şart olan ve aksine, bir ülkenin denizaşırı bir kısmında düzenlenip o ülkede ödenmesi şart olan ya da aynı ülkenin denizaşırı olan aynı kısmında yahut çeşitli kısımlarında düzenlenip ödenmesi şart olan her çek, birbirinin aynı olarak çeşitli nüshalar halinde düzenlenebilir. Bu nüshalar senet metninde teselsül eden sıra numaraları ile gösterilir. Aksi takdirde her nüsha ayrı bir çek sayılır (TTK m. 813) hükümleri nazara alındığında Kanun Koyucu gerektiğinde maddi senet varlığının birden fazla olduğu hallerde, bunların birbiriyle ilişkili olduğunun senet metninden anlaşılması zorunlu tutmuştur.
Ayrıca kefalet sözleşmesinde olduğu gibi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesini şart koşmuştur (TBK m.583). Tüm bu hususlar nazara alındığında Kanun Koyucu gerektiğinde geçerlilik şartı olan şekli, ayrıntılı olarak düzenlemiştir.
10- Alonj hususunda bir şekil şartı öngörülmemiş olması Kanun Koyucunun bilinçli tasarrufu olup bu hususta kanun boşluğundan da bahsedilemez. Alonjda yapılan işlemlerde imzanın yanında yazı ve ibare gibi şekil şartının öngörülmemiş olması, alonjun, senede fiziken bağlı olup senedin arka yüzünün ayrılmaz bir parçası olması buna etkili olmuştur.
11- Türk Ticaret Kanunu da “poliçeye bağlı olan” ifadesiyle alonjun senede maddi olarak bağlanması gerektiğini vurgulamıştır (m. 683/1). Kanun’da bu bağlılığın ne şekilde olacağı ise belirtilmemiştir.
Kanunda alonjun senede bağlı olduğu, özellikle fiziki bir bağlantının olduğu ifade edilmekte, alonjun, senede yapıştırılması, tutturulması kast edilmektedir. Böylece, poliçenin arka yüzü olarak kabul edilen alonj ile senedin arkasına yapılabilen işlemler zincirinde kopukluk yaşanmasının önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Alonj, senetle sıkı bağ/ilişki olmasının ötesinde senedin arka yüzünün devamı dolayısıyla senedin ayrılmaz bir parçasıdır. Önemli olan alonjun, senetten tahrifat yapılmadan ayrılamayacak nitelikte sıkı bir şekilde bağlı olmasıdır. Ciro, aval işlemi yapılabilen, ihbar ve ibraz şerhi yazılabilen alonj, bağlandığı senetle fiziken ve hukuken bir bütünlük oluşturur.
12- Alonj ile senet arasındaki iradi bağ, senede bağlanacak alonj üzerine söz konusu senet için alonj yoluyla işlem yapıldığının özel olarak belirtilmesiyle sağlanacağı, yani alonju imzalayarak taahhüt altına giren kişinin, taahhüdünü bu kağıdın senetteki miktarı ödemeyi üstlendiğini gösteren ve senedin eki niteliğindeki alonj olduğu iradesini de belirterek yazması ve imzalaması gerektiği, senetten başka bir kağıt olan alonjun senetle olan bağını sağlamak k için her iki kağıt parçasına denk gelecek şekilde bir beyan veya imza ya da alonj üzerine senedin ayırt edici özelliklerini yazmakla gibi değişik yöntemlerle iki ayrı kağıt parçasının iradi olarak birleştirildiğinin gösterilmesi gerektiği, aksi takdirde hukuki güvenlik kalmayacağı, sahtecilik olayları önlenemeyeceği gerekçesiyle alonjun varlığı açısından kanunda düzenlenmemiş bir geçerlik şartı getirilmesi uygun değildir.
Alonjun, senetle sıkı bağ olmasının ötesinde senedin arka yüzünün devamı dolayısıyla ayrılmaz bir parçası olup senetle bütünlük oluşturur. Sadece bağ veya derecelendirilmiş bağ yönünden bakıldığında taahhüdün bu kağıdın alonj olduğu iradesini de belirterek yazılması gibi fiziki bağın gerekliği halinde, bu fiziki bağın tespiti gerekecektir. Her fiziki bağ peşinden tespit edilmeyi de gerektirir.
Eğer bu ilişki/bağın kurulabilmesi için alonj üzerine konulacak işaret, yazı, şerh vb ibarelerin nelerden ibaret olacağı, alonj üzerinde imzaları bulunan ciranta/lar, hamil ile birlikte hangi şahıslar tarafından nasıl konulacağı, üçüncü şahsın dahlinde ne olacağı, ayrıca alonj olduğunun tespitinin hangi şahıslar tarafından yapılacağı hep bir sorun oluşturacaktır. Tüm bu hususların tartışılmasına neden olacak, uyuşmazlıkları artıracaktır.
13- “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesi” kanuni düzenlemeler için geçerlidir. Kanunda alonj yönünden geçerlilik şartı olarak kağıt olması gerektiği belirtilip bir şekil şartı öngörülmediği halde kanuni düzenleme dışında alonjun geçerliliği için şekil şartı öngörülmesi halinde bu ilkenin uygulanması mümkün olmayacak, uyuşmazlıkların azaltılmasına değil, artmasına sebebiyet verecektir. Kanuni veya ikincil düzenlemeler dışında getirilen şekil şartlarına uyulmadığında, senede eklenmiş alonjda özellikle ciro iradesiyle imzası bulunan cirantanın, getirilen şekle uygun olmadığından bahisle alonjun geçersizliğini kötü niyetli olarak ileri sürmesi halinde, alonj geçerlilik kazanmadığında yeni uyuşmazlıklar ortaya çıkaracağı gibi getirilen şeklin, alonj üzerinde işlem sahiplerince kötü niyetli olarak ileri sürülmesi nedeniyle öncelikle müracaat sahibine ait hakların kaybına sebebiyet verecektir. Aynı şekilde kanuni düzenleme dışında getirilen şekil şartlarına uygun olmayan, ancak kanuni düzenlemeye uygun alonj halinde iyi niyetli hamil, alonj üzerinde imzası bulunan aval veya cirantaya müracaat hakkını kullanamayacaktır.
14- Alonj, bono, çek veya poliçeye, arkalarında işlem yapmak için yer kalmadığında yapılması gereken ciro, aval, mücbir sebep, ihbar ve ibraz şerh işlemi için eklenen/iliştirilen kağıttır. Çekte alonj kullanımı halinde, muhatap bankanın çekin ibrazı üzerine çekin karşılıksız olduğunu gösteren tespit şerhinin de alonj üzerine yazılmasına bir engel bulunmamaktadır. Alonj, hukukumuzda senedin arka yüzünün devamı niteliğinde bir kâğıt olarak nitelendirilmektedir.
Olması gerektiği belirtilen yazı gibi eksikliğin çeke ekli alonj üzerinde bulunması nedeniyle karşılıksızdır şerhi bulunan alonjun geçersiz sayılması halinde, müracaat hakları kullanılamaz hale gelecektir. Özellikle bankaya ibraz edilen çekin, eksiklik nedeniyle alonj vasfında sayılmadığından bahisle banka tarafından karşılıksız şerhi konulmaması halinde çek süresinde ibraz edilmemiş sayılacaktır.
Çek, TTK.nun 796. maddesinde belirlenen süre içinde muhatap bankaya ibraz edilmez ise, bu çekle artık müracaat hakkı kullanılamaz. Böyle bir çek, adi senede dahi dönüşmez. Bu durumdaki çek ancak, HMK.nun 202. maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge olup, davada temel ilişkiye dayanılmış ise, alacağın diğer yan delillerle kanıtlanması gerekir. Öte yandan, çeki ciro yoluyla elde eden hamilin keşideci ile aralarında bir akdi ilişki bulunmayacağına göre, temel ilişkiye dayalı olarak keşideciye karşı bir talepte bulunmasına da imkan yoktur.
Tüm bu nedenlerle uyuşmazlıklar azalmayacak, hak kayıpları ile birlikte uyuşmazlık çeşitlenerek çoğalacaktır.
15- Dava konusu takip dayanağı çek incelendiğinde, … tarafından HGG Mühendislik Endüstriyel Sist. Kons. İmal. Montaj İnş. San. Tic. Ltd. Şti. lehine 08.02.2011 tarihinde keşide edildiği, lehtar tarafından birinci cirosu yapılarak daha sonra …, Hacı Bayram Gül, Enha Çelik Kons. Mühendis İnşaat Mühendislik Makine İnşaat ve Turizm ve Sanayi Ticaret Ltd. Şti. ve H. Bayram Gül beyaz ciroları ile çekin arkasındaki alanın dolduğu, çeke bir alonj eklendiği ve bu alonj üzerinde yalnızca davacının cirosu ile davalının bankaya ibraz için attığı imza ve muhatap bankanın çekin karşılıksız olduğunu gösteren şerhin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının cirosu, çek ile alonjun birleştiği çizgiden uzakta ve sadece alonj üzerinde yer almaktadır.
Somut olayda iddia edildiği gibi başka bir işlemde imzası kesilerek alonj yapılması mümkündür. Alonju oluşturacak belgenin kâğıt olması gerektiği kanun belirttiğinden, senedi oluşturan belge dışında her türlü kâğıt, alonj olabilir. Beyaz ciro işlemlerinde sadece imzanın yeterli olduğu düşünüldüğünde imza atılabilecek kadar bir kâğıt parçası da senede eklenerek alonj olabilecektir. Özellikle sözleşme altında imzaların metinden bir kaç santim altında bulunması ve kesilerek alonj yapılması halinde sahteliğe konu imzadan önce birkaç beyaz ciro işlemi yapılabilir/yapmak mümkündür. Başka bir işlemde ki irade beyanını ihtiva eden imzanın kesilmek suretiyle bir senede ciro olarak eklenmesi suretiyle sahtecilik işlemi olarak kullanılabilmektedir. İşlemin yapılması cezai ve hukuki sorumluluk doğurur. Ceza soruşturması amacı maddi gerçeği bulmak oluğundan her türlü delille ispatlanabileceği gibi res’en her türlü araştırma ve inceleme yapılabilir. Sahtecilik iddiası res’en soruşturmaya konu olur. Basit şekilde yapılabilen bu sahteciliğin tespiti de mümkündür. Örneğin başka bir işlemdeki imzanın bulunduğu kağıt kesilerek alonj yapılması halinde alonj yapılan kağıttaki sahteliğe konu yapılan imza, senedin ön/arka yüzündeki yazı ve imza ile alonjdaki imza ve yazılardan eski olacağından bu konuda belge inceleme uzmanına, kağıt ve mürekkep analizi yaptırılarak teknik inceleme sonucunda bile sahtecilik kolaylıkla tespit edilebilir.
16- Kanun Koyucu özellikle imzadan ibaret beyaz ciroyu bile kabul ettiği halde, ispat kolaylığı sağlanması, sahteciliğin önünü geçilmesi, uyuşmazlıkların azaltılması öngörüsü ile (kanuni düzenleme veya kanunun izin verdiği mevzuat dışında geçerlilik şartı getirilemeyeceğinden) eldeki davaya konu çek ile alonjun birleştiği yerde, çek ile alonj arasında hukuki bir bağ kuracak şekilde herhangi bir yazı, imza ve işaret bulunmağından bahisle değiştirilerek onanması yönündeki çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.