Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/5060 E. 2021/4190 K. 28.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5060
KARAR NO : 2021/4190
KARAR TARİHİ : 28.04.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya
uyularak verilen 09.10.2019 tarih ve 2019/241-2019/674 sayılı kararın Yargıtay’ca İncelenmesi duruşmalı olarak davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 26.04.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıların murisi Avukat …’e tahsil için ciro ile teslim ettiği bononun davalıların murisi Avukat …’in vekalet yükümlülüklerine aykırı davranarak senedi kendisini alacaklı olarak göstererek davacı ile keşideci hakkında icra takibine konu ettiğini, senet tarihinde müvekkilinin fiil ehliyetine haiz olmadığını, kanuni süre içerisinde ödememe protestosu çekilmediği için davalının lehtar ciranta olan davacıya müracaat hakkını yitirdiğini, davalının müvekkilinin hastalığı nedeniyle müzayaka halinden yararlanarak senede cirolattığını ileri sürerek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Muris … cevap dilekçesinde, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının aldığı borç paralar karşılığı verdiği başkaca senetlerin de bulunduğunu, davacının borçlarını ödememek için kötüniyetli davrandığını, davacının fiil ehliyetinin tam olduğunu, ailenin tüm ticari faaliyetlerinin davacıya emanet edilmiş olduğunu, davacının bilanço usulüne göre defter tutması gereken bir tacir olduğunu, davacı ile aralarında sadece avukat müvekkil ilişkisi değil aynı zamanda ticari ilişkinin de bulunduğunu, davacının kendi el yazısı ile verdiği Beyan ve Taahhütname başlıklı belgeler ile yükümlülüklerini açıkça ikrar ettiğini savunarak, davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyma kararı verilerek tüm dosya kapsamına göre, Adli Tıp Kurumu raporundan davaya konu senedin tanzim tarihi itibariyle davacının fiil ehliyetine haiz olduğunun anlaşıldığı, 6762 sayılı TTK’nın 690. maddesi yollamasıyla, müracaat hakkının düşmesi başlıklı 642. maddesi gereğince, bonolarda da uygulanması gereken aynı Yasa’nın 642. maddesi uyarınca protesto çekilmeden cirantaya başvurulamayacağı, aynı Yasa’nın 626. maddesi gereğince ödememe protestosunun, ödeme gününü takibeden iki iş günü içinde çekilmesi gerektiği, dosyanın incelenmesinde böyle bir protestonun çekildiğine dair belgeye rastlanmadığı, gerekçesiyle davanın kabulüne ancak kötüniyet ispatlanamadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ödememe protestosu çekilmeksizin lehtar ciranta hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapılamayacak olmasına göre, davalılardan … vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılardan … vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan …’den alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.732,01 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı …’den alınmasına, 28.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.