Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/4979 E. 2021/2538 K. 17.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4979
KARAR NO : 2021/2538
KARAR TARİHİ : 17.03.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.02.2018 tarih ve 2014/1587 E. – 2018/124 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 02.05.2019 tarih ve 2018/1041 E. – 2019/641 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.03.2021 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile ithal etmekte bulunduğu malzemelerin gümrüklü depoda (antrepo) ve yurt içi depoda muhafazası ve malzemelerin bildirilecek adreslere ülke çapında dağıtımı konusunda 13.2.2014 tarihinde niyet mektubu gönderildiğini, görüşmeler sonucunda mutabık kalınarak imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, davalı şirketin temin ettiği yurt içi depoda malzemelerin depolandığı ve dağıtımına başlandığını ancak davalı şirketin antrepoyu, davacı şirketin kullanımına süresi içinde sunmadığını, davalı şirketin, davacı şirketin lojistik hizmetlerini de gerektiği gibi karşılamayacağı ve yükümlülüklerini de yerine getiremeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı şirket tarafından anlaşmanın tek taraflı olarak feshedildiğini, davalı şirket tarafından hizmet bedeli olarak ihtarnameyle 143.709,61 TL talep edildiği ve uhdesindeki davacıya ait mallar için hapis hakkını kullanacağının ihtar ettiğini belirterek davalı tarafa talep edilen 143.709,61 TL borçları olmadığının tespiti ile davalının deposuna teslim edilen ticari emtianın eksiksiz olarak davacıya teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 13.02.2014 tarihli niyet mektubu ile ticari ilişkinin başladığını, mektupta tüm birim fiyatlar belli olduğu halde ve davacı tarafından antrepo teslimine ilişkin net bir tarih verilmediği halde antreponun en kısa zamanda kullanıma açıldığını, davacının ise haksız olarak yapılan hizmet bedelini ödemek istemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, taraflar arasında antreponun kullanıma açılma süresinin net olarak kararlaştırılmadığı, e-mail yazışmaları ve tanık anlatımlarına göre 21.6.2014’e kadar süre tanındığı, davalı tarafın 23.06.2014’den itibaren antreponun kullanıma hazır olduğunu davacıya bildirdiği, bu durumda, davalının antrepoyu (2) günlük bir gecikme süresinde davacının kullanımına hazır hale getirdiğinin kabulünün gerektiği, kural olarak, hukuk kuralını yargıç kendisi bulup uygulamak zorunda bulunduğuna göre; TMK2.madesinde ki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini gözönünde tutmak suretiyle hakkın kötüye kullanımı yasağını kendiliğinden uygulamak zorunluluğunun bulunduğu, bu noktada, davacının, taraflar için oldukça geniş kapsamlı ve meblağlı sözleşmeyi önemsiz sayılabilecek bir süre gecikmeyi ileri sürerek feshetmesinde haklı bulunmadığı, TMK2. madde kapsamında, davacının sözleşmeyi fesih hakkını açıkça kötüye kullandığının kabulü ile davalının, davacıdan antrepo ücreti talep edebileceği gerekçesiyle davacının menfi tespit isteminin reddine, davacı tarafından, davalının deposuna teslim edilen emtianın eksiksiz olarak davacıya teslimine ilişkin davada talep konusu yapılan ticari emtianın değeri üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunun 30. ve HMK.’nın. 150. maddesi uyarınca harcın tamamlanmaması nedeniyle buna ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, taraflar arasında niyet mektubu kapsamında ticari ilişkinin sürdürüldüğü, niyet mektubunda belirtildiği surette başkaca bir anlaşma imzalanmadığı, antreponun açılması ve davacı şirketin gümrüklü mallarına tahsis için taraflar arasında kararlaştırılmış net bir tarih olmadığı, delil olarak sunulan e-mail yazışmalarından davacı tarafından davalıya 21.06.2014’e kadar süre tanındığı, davalı tarafından 23.06.2014’den itibaren işletme iznini aldığı ve antreponun kullanıma hazır olduğunu bildirip davacı hizmetine sunduğu, davacının, davalının somut herhangi bir ihmali/ hatasını kanıtlanmaksızın, davalı uhdesinde olmayan antrepo açma izin süresinin çok uzadığı gerekçesiyle sözleşmeyi feshetmekte haklı görülemeyeceği, bu surette tarafların kabulündeki niyet mektubunda yer verildiği üzere mutabakat minimum miktarına göre kararlaştırılan ve taahhüt ettiği antrepo ücreti nedeniyle hizmet alınmadığı gerekçesiyle davalıya borçlu olunmadığının tespitini talep edemeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre ve özellikle TBK 3. madde kapsamında öneri olarak nitelendirilebilecek niyet mektubu ile ilgili davalının açıkca net bir tarih belirtmek suretiyle kendisini bağlayacak bir kabulünün bulunmamasına ve 23.06.2014 tarihinde hazır edilen antrepoya davacı herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan mal indirmeyi kabul etmesine göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.03.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.