Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/4724 E. 2021/1754 K. 25.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4724
KARAR NO : 2021/1754
KARAR TARİHİ : 25.02.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.06.2019 tarih ve 2018/458 E. – 2019/358 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı alacağının tahsili amacıyla dava dışı borçlu 2 KA Grup İnş. San. Turz. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2013/24027 E. ve 2013/24028 E. sayılı dosyaları ile yapılan icra takip işlemlerinin kesinleştiğini, dava dışı borçlu 2 KA … Ltd. Şti.’nin Kuveyt Türk Katılım Bankası …Şubesi’ndeki hesabından, internet bankacılığı aracılığıyla şirket ortaklarından Kaan Şahin’in, babası Zabıt Şahin’in hesabına şirketin paralarını aktardığını, bunun üzerine borçlu şirket davalı …’den alacaklı olduğu için davalıya birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, tebliğden sonra yasal süresi içerisinde davalı …’in borçlunun kendisinden doğmuş ve doğacak herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını ileri sürerek haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini ileri sürerek borçlu 2 KA … Ltd. Şti’nin Kuveyt Türk Katılım Bankası …Şubesi’ndeki hesabından davalının hesabına aktarılan toplam 64.295.-TL’nin EFT tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre,borçlu şirket tarafından davalıya havaleler yapılmış olmasının tek başına davalıyı davacı nezdinde borçlu kılmayacağı,davalının davacı nezdinde borçlu olabilmesi için öncelikle davalının kendisine havale gönderen şirkete borcunun olması gerektiği, davalının şirkete bir borcu var ise bu durumda üçüncü kişi sıfatıyla davalıya karşı İİK’nun 89. maddesindeki prosedürün işletilmesi ve bu yönde davalar açılması gerektiği, ayrıca yapılan havalelerin İİK’nun 277 ve devamı maddelerine göre muvazaalı işlemler olduğu iddiasında ise bu durumda bu kanun kapsamında davalı ve borçlu şirket aleyhine tasarrufun iptali davaları açılması gerektiği, somut olayda olduğu gibi İİK’nun 120/2. maddesine göre talepte bulunulabilmesi için aradaki alacağın tereddütsüz olması gerektiği, davalı tarafın böyle bir borcu olmadığını cevap dilekçesinde beyan ettiği gibi 89/1 ihbarnamesine itiraz dilekçesinde de beyan ettiği,o halde herhangi bir açıklama içermeyen havalelerin yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre şirketin davalıya olan borçlarını ödeme mahiyetinde olduğunun karine olarak kabul edilmesi gerektiği, bunun aksini iddia eden tarafın bu hususu ispatla mükellef olduğu, davacının somut olayda bu kanuni karinenin aksini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.