Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/4721 E. 2021/4370 K. 24.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4721
KARAR NO : 2021/4370
KARAR TARİHİ : 24.05.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.06.2016 tarih ve 2014/762-2016/564 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 25.11.2008 tarihli LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesinin imzalandığını, davalı tarafın 16.03.2011 tarihli ihtarname ile tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini, davalı tarafın sözleşmeyi fesh etmesinin haksız olduğunu, müvekkili ile dava dışı 3. kişi Bölünmez Petrol A.Ş. arasında uygulamada partnerlik sözleşmesi olarak adlandırılan sözleşmeler bulunduğunu, Bölünmez Petrolcülüğün bayilerle Otogaz Lpg bayilik sözleşmesi imzalayıp bu bayilere Otogaz Lpg satışını … Otogaz markası adı altında yaptığını bu bayilerin bağımsız tacir olduğunu müvekkili ili Bölünmez Petrolcülük arasındaki sözleşmeye göre müvekkili tarafından bayilere yapılan Otogaz lpg satışı sonucu Bölünmez Petrolcülüğe belirli oranlarda kâr payı ödemesi yapıldığını, ancak davalının Bölünmez Petrolcülük ile yapmış oldukları sözleşme kapsamında bir bayi olmadığını, davalının fesih gerekçelerinin yerinde bulunmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 400.915,46 TL’den şimdilik 20.000.-TL’nin (15.000 TL cezai şart, 5.000 TL kâr mahrumiyeti) fesih tarihi olan 16.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini müvekkili ile dava dışı Bölünmez Petrolcülük arasında istasyonlu akaryakıt bayi olarak ve Moil amblemi adı altında akaryakıt istasyonu işlettiğini, bu istasyonda lpg ünitesinde satışın gerçekleştiğini, Otogaz Lpg’nin ikmali konusunda davacı ile sözleşme imzaladığını, davacının bu sözleşmeden sonra da Bölünmez Petrolcülük ile sözleşme akdettiğini, akdedilen bu sözleşme ile davacının Moil amblemi altında faaliyet göstermekte olan akaryakıt istasyonları işleticileri ile bayilik sözleşmesi akdetmeyi ve istasyonların Lpg Otogaz ikmalini gerçekleştirmeyi üstlendiğini, Bölünmez Petrolcülük ile imzalanan sözleşmenin sona erme başlıklı 14. hükmü uyarınca dava dışı Bölünmez Petrolcülüğün davacıya fesih ihbarnamesi gönderdiğini, bilahare Moil firmasının davacıyla müvekkili arasında akdedilen sözleşmenin süresi içinde fesih ihbar sonunda kendiliğinden sona ermiş olacağını müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin de bayilik sözleşmesini fesh ettiğini, dolayısıyla feshin haksız olmadığını, istasyondaki taşınmaz üzerinde Moil lehine tesis edilmiş intifa hakkı bulunduğunu, davacının taleplerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre , davacı ile davalı arasındaki 25.11.2008 tarihli sözleşme devam ederken, davacının davadışı Bölünmez Petrolcülük A.Ş. ile 01.01.2009 tarihli sözleşmeyi imzaladığı, daha sonra bu sözleşmenin Bölünmez Petrolcülük tarafından 04.08.2010 tarihli ihtarnameyle fesh edildiği, ancak bu sözleşmenin 14. maddesi uyarınca sözleşmenin 3 ayın sonunda sona ereceği kararlaştırıldığından 04.11.2010 tarihinde sona erdiği, bu sözleşemeye göre fesih tarihinden sonraki 6 aylık dönem sonunda davacının davalı gibi dava dışı 3. kişi Bölünmez Petrolcülüğün intifa hakkı sahibi olduğu bayileriyle arasındaki sözleşmelerin de sona ermesi gerektiği, bu 6 aylık periyodun 04.11.2010 – 04.05.2011 tarihleri arasında olduğunun anlaşıldığı ancak davalı şirket tarafından davacıyla arasında imzalanan 25.11.2008 tarihli sözleşme’nin 16.03.2011 tarihinde fesh edildiği, sektördeki teamüller ve teknik prosedürler dikkate alındığında istasyonun dönüşümünün süre sonunda ve bir günde gerçekleştirilmesi mümkün olmadığından 6 aylık periyodun geçiş süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği ve sözleşmenin bu periyod içinde sona erdirilebileceği, 6 aylık sürenin sonunun beklenmesi zorunluluğunun bulunmadığı, davacı ile davadışı Bölünmez Petrolcülük arasındaki sözleşmenin feshinden sonra davacıyla davalı arasındaki sözleşmenin devamının davalıdan beklenemeyeceği, davacının da bu sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunmasının M.K.’nın 2. maddesindeki iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı, sözleşmenin haklı sebeple feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.