Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/4299 E. 2021/4915 K. 09.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4299
KARAR NO : 2021/4915
KARAR TARİHİ : 09.06.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.02.2016 gün ve 2014/1243 – 2016/155 sayılı kararı onayan Daire’nin 20.11.2019 gün ve 2019/3146 – 2019/5242 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirket tarafından Bursa 13. İcra Müdürlüğü’nün 2008/60 Esas sayılı dosyası üzerinden 82.000.- TL bedelli, 23/01/2008 tarihli çeke dayanılarak davalılar aleyhine kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, şirketin keşideci diğer davalının avalist olarak sorumlu olduğunu, icra takibinin kesinleştiğini ve bir kısım tahsilatlar yapıldığını ancak borcun tamamının ödenmediğini, bunun üzerine davalı … adına kayıtlı taşınmazın haczedildiğini ve satış işleminin başlatıldığını, işlemler devam ederken davalıların Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/651 Esas sayılı dosyası üzerinden takip konusu çekin zamanaşımına uğradığından bahisle icranın geri bırakılmasını talep ettiklerini, davanın kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, bunun üzerine takip konusu çekten dolayı icra dosyası üzerinden yapılan tahsilatların haricinde kalan alacaklarını tahsil edemediklerini, davacı şirket ile borçlu davalı şirketin uzun yıllardır süren alım satıma dayalı bir ticari ilişkilerinin söz konusu olduğunu, dava konusu çekin de bu ticari ilişki sebebiyle verildiğini, davalılar arasında temel ilişki bulunduğunu, bu durumda senedin yazılı delil başlangıcı olarak temel ilişkiye dayanabileceğine, kambiyo senedindeki hakkın zamanaşımına uğramış olmasının borcun zamanaşımına uğradığı anlamına gelmeyeceğini iddia ederek, çekten kaynaklanan 68.228,73 TL tutarındaki alacağının keşide tarihi olan 23/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu çek hakkında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, bu çekin hamilinin kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını yitirdiğini, davacının temel ilişkiyi ileri sürdüğü ancak aval verenin temel ilişki içerisinde olmadığı halde davalı göstermiş olduğunu ve davalı …’in hasım gösterilmesinin huzurdaki davada mümkün olmadığını, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yönünden reddi gerektiğini, davalı şirket yönünden temel ilişkiye dayalı alacak iddiasını kabul etmediklerini, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya borçlu olmadığının görüleceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının ticari defteri incelendiğinde alacağın toplam 56.609,61 TL olduğu, davacının defterinde kayıtlı olmayan ancak gerek icra dosyasına davacı tarafından bildirilen, gerekse tarafların kabulünde olduğu üzere bu icra dosyasından dolayı davacının haricen 4.541,39 TL tahsilat yapmış olduğu, bu tahsilat miktarı da davacının defterine göre hesaplanmış olan 56.609,61 TL alacaktan mahsup edildiğinde 52.068,22 TL davacının alacaklı olduğu, mevcut davanın temel ilişkiye dayalı olarak açılmış bir alacak davası olduğu, çekin artık yazılı delil başlangıcı niteliğinde sayılacağı, çek kambiyo senedi vasfını yitirmiş olsa dahi keşide tarihi muayyen bir tarih olduğundan 23/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizine karar verilmesi gerektiği, çekte avalist olan …’e yönelik de dava açılmış ise de, çekin zamanaşımına uğramakla kambiyo senedi niteliğini kaybetmiş olduğundan avalin hükmünün kalmadığı, dava temel ilişkiye de dayalı olarak açılmış olduğundan artık avaliste karşı alacak iddiasında bulunulamayacağı gerekçesiyle davalı … yönünden açılmış olan davanın reddine, davalı Devir Rulman Gıda Tic.ve San. A.Ş’ye yönelik açılmış olan davanın, kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizce onanmıştır.
Bu kez taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/1 E. – 2019/8 K. ve 25.12.2019 tarihli kararı “Zamanaşımına uğramış bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için vade tarihi sadece temel ilişkinin muacceliyet tarihi olarak dikkate alınabilecek,borçlu temerrüde düşürülmeden faiz talep edilebilmesi de mümkün olmayacaktır.”şeklinde olup davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmesi için TBK’nın 117/1 maddesi gereğince ihtar çekilmediğinden davacı lehine mahkemece vade tarihinden itibaren temerrüt faizi verilmesine ilişkin karar doğru olmamıştır. Dairemizin 2019/3146 Esas ve 2019/5242 Karar sayılı ve 20.11.2019 tarihli ilamında bu husus özellikle belirtilmiş ancak davalının buna yönelik temyiz itirazı sevhen görülmemiş ve maddi hata sonucu değerlendirilmeden karar verildiğinden bu kez davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2019/3146 Esas ve 2019/5242 Karar sayılı ve 20.11.2019 tarihli onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bendde açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin REDDİNE, (2) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2019/3146 Esas ve 2019/5242 Karar sayılı ve 20.11.2019 tarihli onama ilamının kaldırılarak kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen taraflara iadesine, 09/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.