Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/4183 E. 2021/5969 K. 12.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4183
KARAR NO : 2021/5969
KARAR TARİHİ : 12.10.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.01.2020 tarih ve 2018/74- 2020/33 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, davalının ortağı bulunduğu adi ortaklık tarafından davacı şirketten akaryakıt alımı yaptığını, satış karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine Kazan İcra Müdürlüğü’nün 2011/337 ve 2011/338 Esas numaralı dosyaları ile takip başlatıldığını, davalının her iki dosyaya yönelik yetki itirazı üzerine dosyaların Körfez İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek 2012/849 ve 2012/847 Esas numaralarını aldığını, davalının bu dosyalardan gönderilen ödeme emrine itiraz ederek takipleri durdurduğunu, davalının adi ortaklığın borcundan yasa gereği sorumlu olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalı aleyhinde %40 oranından az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davada, adi ortaklığın konsorsiyum tipinde ortaklık olduğunu, bu tip adi ortaklıklarda her ortağın yapmayı taahhüt ettiği kısım ile ilgili borçlardan sorumlu olacağını, davacıdan alınan akaryakıtın davalı şirket tarafından alınmadığını, husumetin davalı şirkete yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirketin fatura alacağını tahsil ettiği ve ticari defterlerinde bakiye alacak bulunmadığının anlaşıldığı, davacının kötüniyetli olarak takip yaptığı yönünde davalı tarafça herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 9,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 12/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.