Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/4166 E. 2021/5331 K. 23.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4166
KARAR NO : 2021/5331
KARAR TARİHİ : 23.06.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.12.2019 tarih ve 2018/518- 2019/1220 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, satım akdine konu malların davalı şirkete teslim edilmiş olmasına rağmen fatura karşılığının ödenmemiş olması nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğunu, fatura içeriğine, sevk irsaliyelerine ve gönderilen ürünlere itiraz ve iade olmadığını, aylık %4 faiz uygulamasının fatura üzerinde yazılıp itiraza uğramamış olması nedeniyle yasal olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek, haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, akdi ilişkiyi ve irsaliye üzerindeki imzayı kabul etmediklerini, davacının teslim olgusunu ispat etmesi gerektiğini, talep edilen aylık %4 faiz uygulamasının yasal olmadığını, temerrüdün gerçekleşmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, sevk irsaliyesinde teslim alan bölümündeki kişinin kim olduğunun ve davalı şirketle bir bağlantısının bulunup bulunmadığının SGK kayıtları ve diğer delillerle belirlenemediği, davalı şirketin çalışanı veya temsilcisi olmadığı, davacı vekilinin 24.12.2019 tarihli beyanlarında teslim alan kişinin kim olduğu hususunun tespit edilemediğinin ileri sürüldüğü, bu haliyle her ne kadar Yargıtay bozma ilamında imza incelemesi ve tarafların isticvabı yoluna gidilmesi gerektiği belirtilmiş ise de bunun mümkün olmadığı, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın dava konusu icra takibinin dayanağını oluşturan malları davalı tarafa teslim edildiği hususunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İşbu karara karşı, davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamı yerine getirilmiş ise de bozma ilamından sonra yapılan araştırmada davalı çalışanı olduğu belirtilen … dinlenmiş, irsaliyedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirtmiş ancak bozma ilamında belirtildiği üzere mahkemece sevk irsaliyesi altındaki imzanın …’e ait olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece yapılacak iş …’in isticvabı ile imza ve yazı örneklerinin alınması, …’in sevk irsaliyesi tarihinden önce ve sonrası tarihli düzenlenen belgelerde bulunan imzalı belge asıllarının getirtilerek Grafoloji ve sahtecilik konusunda uzman bilirkişilerce inceleme yapıldıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.