YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4165
KARAR NO : 2021/5273
KARAR TARİHİ : 22.06.2021
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23.09.2019 tarih ve 2019/299 E. – 2019/779 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin davalıya karşı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/554 E.- 2012/183 K. sayılı dava dosyasında daha önce davalıya vermiş olduğu kesin ve süresiz teminat mektubunun iadesine yönelik açtığı davayı kazandığını, kararın kesinleştiğini, teminat mektubunun iadesi için davalı aleyhine 15.02.2013 tarihinde Ankara 3. İcra Dairesi’nin 2013/3298 Esas nolu dosyasında ilamlı icra yoluyla ve faize dair alacaklarını saklı tutarak takip başlattıklarını, teminat mektubunun davalı tarafından 03.04.2013 tarihinde davacıya iade edildiğini, anılan takip dosyasında yaptırdıkları kapak hesabına göre takip tarihi olan 15.02.2013 tarihi ile ödeme tarihi olan 03.03.2013 tarihi arasında faiz alacaklarının 37.359,03 TL olarak hesaplandığını, davacı şirketin faize dair alacağını saklı tuttuğu için bu sefer davalı aleyhine davaya esas Ankara 8. İcra Dairesi’nin 2014/12605 Esas nolu dosyasında kapak hesabına göre hesaplanan faiz alacağını tahsil amacıyla başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya esas icra takibinde talep edilen miktarın neye göre hesaplandığı konusunda herhangi bir açıklık bulunmadığını, teminat mektubunun iade edilmesi sebebiyle faiz talep edilemeyeceğini, talep edilse dahi bunun önceki icra takip dosyasında talep edilmesi gerektiğini, bu sebeple davaya konu yeni bir icra takibinin dürüstlük ve iyiniyet kuralına aykırı olduğunu, ayrıca davaya konu takibin dayanağının faiz alacağı olmasına rağmen takipte bu alacağa yeniden faiz işletilmesi yönündeki talebin haksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davaya dayanak teşkil eden icra takibinin taraflar arasında daha önceki alacak davasında verilen hükmün icrası esnasında saklı tutulan faiz istemini içerdiği, önceki ilamda karar altına alınan talebin teminat mektubunun aynen teslimine ilişkin olduğu, nitekim hükmün takibe konulup, mektubun aynen teslim edildiği, bu haliyle ortada somut bir alacak kalemi bulunmadığından faize ilişkin yeni bir takip talebi başlatıp, itirazın iptaline konu yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 22.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.