Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/3738 E. 2021/2476 K. 16.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3738
KARAR NO : 2021/2476
KARAR TARİHİ : 16.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18.09.2018 tarih ve 2016/693 E. – 2018/814 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden kullandırılan ticari kredi borcunun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Plastik Ağaç Ürünleri Gıda Hayvancılık İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. temsilcisi, davacı bankanın …Et ve Et Ürünleri Ltd. Şti.’ne 2004 yılında verilen kredi nedeniyle davalı şirketin kefil olarak gösterildiği, ancak şirketi temsil hususunda tek yetkilisinin kendisi olduğunu ve böyle bir sözleşmeyi hiçbir sıfatla imzalamadığını, sözleşme altındaki şirket kaşesinin de şirkete ait olmadığını, davalı şirketin ve kendisinin kefaletinin bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, davaya konu takibin dayanağı sözleşmede … yazısı ve ismi altındaki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davacı banka tarafından kredi sözleşmesine dayanarak icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi heyet raporuyla takip ve dava konusu edilen kredinin davalıların kefalet imzasını taşımayan 02.05.2007 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığı tespit edildiğinden, davalıların takibe itirazında haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, temlik alan davacı vekili, katılma yoluyla davalılar vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmaksızın karar verilmiştir. Bozma ilamında “Davaya konu icra takibinde davacı banka alacağının dayanağı olarak 01/12/2004 tarihli asıl ve 06/12/2004 tarihli zayilname ile 02/05/2007 tarihli sözleşmeyi göstermiştir. Davalıların 01/12/2004 tarihli sözleşmede imzaları bulunduğu, Adli Tıp kurumu raporu ile saptanmıştır. Bu durumda takip ve dava konusu edilen kredinin hangi sözleşmeye göre kullandırıldığı banka kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılarak belirlenmesi gerekir. Alınacak raporda kredinin davalıların kefalet imzasını taşımayan 02.05.2007 tarihli sözleşme kapsamında kullandırılmış olması halinde kefillerin sorumluluğunun bulunmadığı kuşkusuzdur. Şayet 01/12/2004 tarihli sözleşme kapsamında kredi kullandırıldığı tespit edilirse kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” belirtilmiş olmasına rağmen, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılmadan hüküm kurulmuştur. Mahkemece, bankacılık konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak takip ve dava konusu edilen kredinin hangi sözleşmeye göre kullandırıldığının araştırılarak alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 16.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.