Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/3683 E. 2021/1752 K. 25.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3683
KARAR NO : 2021/1752
KARAR TARİHİ : 25.02.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28.02.2019 tarih ve 2018/771-2019/277 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirketten 6.242,56 TL değerinde mal aldığını, davacının borcunu ödeyememesinden ötürü teminat olarak verilen 25.07.2009 vade ve 30.05.2009 düzenleme tarihli 5.000,00 TL bedelli senedin davalı tarafından İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14861 sayılı dosyasından icra takibine konulduğunu, davacının ayrıca haciz tehdidi altında icra dosya borcuna mahsuben davalıya 01.09.2009 keşide tarihli ve 2.000,00 TL bedelli müşteri çekini verdiğini, karşılıksız çıkması üzerine davalı tarafından davacı aleyhine bu çeke dayalı bu kez İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14955 sayılı dosyasından takip yapıldığını, yine davacının haciz baskısı altında ve borcun ödenmesi için 25.05.2010 vade tarihli 25.03.2010 düzenleme tarihli 6.500,00 TL bedelli kambiyo senedini verdiğini, bu senede dayalı olarak da davalının İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8289 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu arada davacı tarafından makbuz karşılığında İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14861 sayılı dosya borcuna mahsuben 26.08.2010 tarihinde 1.500,00 TL, İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14955 sayılı dosya borcuna mahsuben 28.01.2010 tarihinde 400,00 TL ve 17.03.2010 tarihinde 1.000,00 TL, İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8289 sayılı dosya borcuna mahsuben 25.08.2011 tarihinde 934,22 TL ödeme yaptığını, ödenen toplam tutarın 3.834,22 TL olduğunu, davacının mal alımından kaynaklanan faturalar sebebiyle toplam borcu 6.242,56 TL iken açılan üç takip dosyasının ana borcu toplamının 13.500,00 TL olduğunu, davalının tahsil amaçlı verilen her evrakı icra takibine koyduğunu, tarafların 6.242,56 TL’lik mal alımına ilişkin faturalar dışında başkaca bir ticari alışverişlerinin de bulunmadığını, ana borcun ödenmesi için verilen her senet ve çekin sanki yeni bir borçmuş gibi takibe konulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8289, İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14861 ve 2009/14955 sayılı takip dosyaları nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti ile %40’tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı şirketten, muhtelif tarih ve miktarlı faturalarla toplam 6.242,56 TL tutarında mal satın aldığını, davacının borcunu ödeyemediğinden 25.07.2009 vade tarihli ve 5.000,00 TL bedelli senedi verdiğini, senedin İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14861 sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, bu dosya borcuna mahsuben 26.08.2010 tarihinde 1.500,00 TL ödeme yapıldığını, davacı vekilinin İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14861 sayılı dosya borcuna mahsuben 01.09.2009 keşide tarihli ve 2.000,00 TL bedelli çeki verdiğini ve yine İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14861 sayılı dosya borcuna mahsuben 25.05.2010 vade tarihli ve 6.500,00 TL bedelli bonoyu verdiğini iddia ettiğini, bu iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, davacının hakkında yapılan hiçbir icra takibine itiraz etmediğini savunarak, davanın reddine ve %40’tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, kambiyo senetlerinde ispat yükünün borçlu olmadığını iddia eden davacıda olduğunu, davacının da borcunun olmadığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.