Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/3671 E. 2021/1915 K. 02.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3671
KARAR NO : 2021/1915
KARAR TARİHİ : 02.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29.01.2019 tarih ve 2017/371- 2019/104 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirket ile 2012 yılından itibaren ticari ilişki içinde olduğunu, davalıdan alınan malın ayıplı çıktığını, aralarındaki sözleşmeyi feshettiklerini ileri sürerek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalı şirket lehine taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının bir yıl önce aldığı malın ayıplı olduğunu ileri sürerek borcu ödemekten kaçındığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre ayıbın süresinde bildirilmiş olması ve ayıbın tespit ettirilmiş olması gerektiğini, ayıplı mal itirazını kabul etmediklerini, satılan malların ayıplı olduğuna dair yeterli bilgi ve delilin mevcut olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, mahkemece tanzim ettirilen bilirkişi raporuyla dava konusu sulama borularının standartlara uygun olmadığı, ayıplı olduğunun tespit edildiği, ancak malın iadesi hususunda davacı tarafca keşide edilen … 1. Noterliği’nin 05271 yevmiye nolu ihtarnamesinin 10.06.2014 tarihinde düzenlendiği, dava konusu malın 24.06.2013 tarihinde faturalandırıldığı, TTK’nın 23-1/c maddesinde, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır” hükmünün yer aldığı, tacir olan davacı tarafca ayıp ihbarı yasal süresinde yapılmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ayıplı mal nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece TTK’nın 23-1/c maddesi gereğince ayıp ihbarının süresinde yapılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de, bu konuda yeterli inceleme yapılmamıştır. Mahkemece konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla satım konusu plastik boruların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise bu ayıbın açık veya gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı tespit ettirilerek, ayıp açıkca belli değilse, gizli ayıp olduğu takdirde, davacının söz konusu gizli ayıbı öğrenme tarihi tespit edildikten sonra, bu ayıbın öğrenildiğinde hemen satıcıya bildirilmesi gerektiğinden TBK m. 223/2 gereğince derhal bildirim yapılıp yapılmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.