YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3315
KARAR NO : 2020/4471
KARAR TARİHİ : 27.10.2020
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 29.05.2018 tarih ve 2016/334 E. – 2018/190 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı banka ile davalı arasında kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının çekilen ihtarnameye rağmen kredi kartı harcamalarından kaynaklı borcunu ödemediğini, bu nedenle ilamsız takip başlatıldığını, ancak davacının süresinde gerekçesiz olarak borcun tamamına itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacı ile imzaladığı sözleşme uyarınca aldığı karta ilişkin borçlarını ödediğini, avans mil puanları kazandığını, davacı bankaya bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna ilişkin hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 02.12.2015 tarih 2015/5552 esas ve 2015/15987 karar sayılı ilamı ile; “…Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya dönersek; davanın 23.01.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, tüketici işlemi niteliğindeki kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan davanın açıldığı tarih itibariyle tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca davalıya dava dilekçesi tebliğe çıkarılmadan savunma hakkı kısıtlanacak şekilde görevsizlik kararı verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip talebindeki alacak kalemleri ile bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne, takibe yapılan itirazın kısmen iptaline, takibe 7.848,39 TL asıl alacak, 549,62 TL işlemiş faiz, 27,48 TL BSMV gideri olmak üzere toplam 8.425,49 TL üzerinden devamına, hükmolunan alacağın %20’si olan 1.685,09 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 575,55 TL ilam harcı ile 267,80 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 27.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.