Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/3040 E. 2021/2619 K. 18.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3040
KARAR NO : 2021/2619
KARAR TARİHİ : 18.03.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 27.12.2018 tarih ve 2018/434 E- 2018/786 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nce verilen 15.05.2019 tarih ve 2019/419 E- 2019/519 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını; ancak, takibe dayanak senedin üzerinde düzenleme tarihi bulunmadığından, 6102 sayılı TTK’nın 776-(1)-f) maddesi gereğince; kambiyo senedi vasfında olmadığını; düzenleme tarihi bulunmayan bir senede dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus icra takip yolu ile takip yapılamayacağını belirterek icra takibi nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yerleşik yargısal içtihatlar gereğince düzenleme yeri bulunmadığı için kambiyo senedi niteliğinde kabul edilmeyen senetlerin, senet altındaki imza inkar edilmediği takdirde adi senet mahiyetinde olduğunu; takibe dayanak senedin düzenleme yeri bulunmadığı için adi senede dönüştüğünü ve davalının senet nedeni ile davacıya borçlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, dava konusu senedin adi senet olup kambiyo senedine dayalı takibe konulmasının hukuka aykırılığı ve menfi tespit istemli davanın da senede dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik olarak açıldığı gözetildiğinde; davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, bonolarda düzenleme tarihi 6102 sayılı TTK’nın 776-(1)-f). maddesi gereğince; yasal zorunlu unsur olup, takibe dayanak senedin düzenleme tarihinin bulunmaması nedeni ile adi senet olarak kabulü gerektiği, bu belgeye dayanarak kambiyo yolu ile icra takibi yapılamayacağı ve dava da sadece icra takibine yönelik olarak açıldığından alacaklının adi belgeden kaynaklanan yasal hakları saklı kalmak üzere davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.586,28 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 18.03.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.