Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/3033 E. 2021/4192 K. 28.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3033
KARAR NO : 2021/4192
KARAR TARİHİ : 28.04.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/04/2018 tarih ve 2014/1039 E. – 2018/492 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 02/05/2019 tarih ve 2018/2235 E. – 2019/638 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacıya borçlu olmadığını aksine cari hesap ve ticari kayıtlarda davalının davacıdan alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ihtilafın faturalar ve mal teslimi konusunda olmayıp, ödemelere ilişkin bulunduğu, tarafların kayıtlarında yapılan inceleme ile davacının, davalıya senet düzenleyerek verdiği, bu senetlerin her ne kadar davacı şirket yetkilisi tarafından şahsi teminatı olarak verildiği ifade edilmiş ise de senetlerde keşidecinin davacı şirket olduğu, davalı kayıtlarında bu senet miktarlarının davacı borcu olarak kayda alındığı, davalı şirket hesabındaki bu alacağın mahsup edildiğinde davacının alacağının kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, dosya kapsamında davacı kayıtlarında yer almayan davalı kayıtlarında lehine davacıdan alacak olarak görülen her biri 11.750 ABD Doları bedelli 5 adet senette alacaklı (lehdar) olarak dava dışı …’ın, borçlu olarak ise davacı MSB İplik … Ltd. Şti.’nin olduğu, bedelinin nakden alındığı ibaresinin bulunduğu, davacı tarafça senetlerin davacı şirket yetkilisinin şahsi teminatı olarak verildi ileri sürülmüş ise de bu hususa ilişkin delil sunulmadığı, senetlerin davalı şirket yetkilisinin cirosu ile davalı şirket kayıtlarında davacıdan olan alacak hesabına kaydedildiği, senedi düzenleyenin davacı şirket olup, keşideci sıfatı ile senetlerden sorumlu olduğu, bu durumda söz konusu bonoların “borç ikrarı” olduğu gözetilerek şirket yetkilisinin haiz olduğu alacak hakkını yetkilisi bulunduğu şirkete devrine engel bulunmadığından, bono bedellerinin davalı alacağından mahsup edilmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28/04/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.