YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2833
KARAR NO : 2021/1366
KARAR TARİHİ : 17.02.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Erzincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04.03.2016 tarih ve 2015/149-2016/195 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Orman Köylülerinin Kalkındırılmalarının Desteklenmesi Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik çerçevesinde ORKÖY tarafından davalılara ayni nitelikli kredi verildiğini, bu kapsamda, davalıların kendi imkânlarıyla otuz adet koyun ile bir adet koçu temin ederek bedelinin satıcıya idare tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalıların koyun ve koçu temin ettiklerini bildirmesi üzerine müvekkili tarafından bedelin satıcı firma hesabına aktarıldığını ancak, müfettiş incelemesinde kredinin usulüne uygun olarak kullanılmadığının tespit edildiğini, bu durumun yukarıda anılan Yönetmelik çerçevesinde taahhüt ihlali oluşturduğunu, taahhüde aykırılık nedeniyle borcun tamamının muaccel hale geldiğini, muaccel olan bu borcun ödenmesi hususunda davalılara ihtar gönderildiğini, ödeme yapmayan davalılara karşı Erzincan İcra Müdürlüğü’nün 2014/12512 sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, takibe yapılan itiraz sonucu icra takibinin durduğunu belirterek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kullanılan kredinin ayni ve nakdi olarak verilmesinin mümkün olduğunu, davalıların idareyi aldatmaya yönelik bir girişiminin olmadığını aksine, aldatılan konumunda olduklarını, sözleşme gereği ödenmesi gereken bedelden daha az kredi ödemesi yapıldığını ve davalıların aldatılarak maddi zarara uğratıldığını, buna rağmen kurum tarafından belirlenen taksitlendirme şekline göre kredinin birinci taksitinin davalılar tarafından ödendiğini, sonraki taksitleri de belirlenmiş olan tarihlerde ödeyeceklerini, temerrüdün gerçekleşmediğini, Kurum tarafından haksız olarak alacak talep edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …, borcu kabul etmediğini, asıl borçlunun kendi olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, kredi sözleşmesine aykırı davranıp davranmadığı hususunun irdelenmediği zira kredinin usulünce kullanılıp kullanılmadığının sonuca etkili olmadığı, taahhüt ihlali durumunda borcun tamamının muaccel hale gelebilmesi için Orman Köylülerinin Kalkındırılmalarının Desteklenmesi Faaliyetine İlişkin Yönetmelik göre Yönetmeliğin 19/3,4 maddesi gereğince, sözleşmeye aykırılığın 90 gün içerisinde düzeltilmesi hususunda davacı … tarafından davalılara ihtar gönderilmesi ve ihtara rağmen bu sürede aykırılığın giderilmemiş olması gerektiği, 11.08.2014 tarihinde davalı asıl borçlu … ‘ye gönderilen ihtarnamede sözleşmeye aykırılığın giderilmesi hususunda süre verilmediği, yalnızca alacağın muaccel hale geldiği gerekçe gösterilerek borcun tamamının ödenmesinin talep edildiği, bu nedenle ihtarnamenin Yönetmeliğin 19. maddesine uygun olmadığı, alacağın tamamını değil yalnızca takip tarihinde muaccel olan kısmını talep edebileceği, takip tarihi itibarıyla, davalı … ile diğer davalılar olan kefillerin ödemesi gereken miktar 1.351,30 TL olduğu, takip tarihinden önce 12.388,04 TL davacıya ödeme yapıldığı böylece muaccel olan borcun ödenmiş olduğu, davalıların muaccel borçlarının bulunmadığı gerekçesiyle davalı … yönünden ödeme emrinin bu davalıya tebliğ edilmediğinden bu davalı bakımından davanın usulden reddine, diğer davalılar bakımından ise esastan reddine karar verilmiştir.
İşbu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.