Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/2817 E. 2021/1088 K. 10.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2817
KARAR NO : 2021/1088
KARAR TARİHİ : 10.02.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 19.07.2017 tarih ve 2016/278-2017/500 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı … Bank vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı bankadan ihtiyaç kredisi kullandığını, ayrıca kredi kartından kredi çektiğini, ihtiyaç kredisinin iki dönem, kredi kartı borcunun dört dönemine ilişkin ödeme yapmadığından borcunun muaccel hale geldiğini, 14.03.2003 yayımlanan 4822 sayılı Kanun’un geçici maddesi hükmünden yararlanmak için bankaya müracaatının reddedildiğini, davalının 30.04.2003’de kredi kartı için, 05.05.2003’de tüketici kredisi için takibe geçtiğini, aynı zamanda davacının maaşına bloke konulduğunu, davalının 4822 sayılı Kanun’a aykırı olarak talep ettiği faizin fahiş olduğunu, 4822 sayılı Kanun gereği tüm başvurularını yapan davacının borcunun ne olduğunun ve blokenin hangi borca karşılık geldiğinin bilinmediğini belirterek menfi tespit ile fazla yapılan kesintilerin kaldırılmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 01.12.2004 tarihli dilekçesi ile davacının hesabına konulan bloke ve icra kanalıyla yapılan tahsilatlarla birlikte toplamda 4.369,00 TL’nin tahsil edildiği belirterek 4.369.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 20.09.2007 tarihli celsede, dava konusu miktarın kredi kartına ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili, davacının 4822 sayılı Kanun’un geçici maddesinden faydalanacaklar kapsamında olmadığını, mevduat hesaplarına ilişkin sözleşme ile davalı bankaya rehin, hapis ve takas hakkı tanınmış olduğundan banka hesaplarına yatan paranın davacının borcuna mahsup edilmesinde hukuka aykırı bir durum olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının Sarıkamış İcra Dairesi’nin 2003/184 Tal. sayılı dosyası kanalıyla 3.207.000.000,00 TL ödeme yaptığı, ayrıca davacının maaşından kredi kartı borcu nedeniyle 834.687.705,00 TL kesinti yapıldığı buna göre davacı tarafın yapmış olduğu toplam ödemenin 4.041.687.705,00 TL olduğu, davacının yasal düzenlemeden yararlanmak amacıyla borcunu ödemek için 01.04.2003 tarihi itibariyle yapmış olduğu başvurusunun reddedilmesi ve 05.05.2003 tarihinde icra takibine başlatılmasının hukuka aykırı olduğu, icra takip masraflarının davacının borcunun hesabına katılmaması gerektiği, davacıdan, kredi kartı borcundan dolayı 918,50 TL fazla kesinti yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının Kars 1. İcra Müdürlüğü’nün 2003/402 sayılı dosyasında 3.123,17 TL (3.123.179.883,00 TL) borçlu olduğunun tespitine ancak bu borç ve borç haricinde toplam 4.041,17 TL’nin (4.041.687.705,00 TL) dava sırasında ödenmiş olduğu ve davanın istirdat davasına dönüşmüş olduğu anlaşıldığından fazla ödenen 918,50 TL’nin (918.507.822,00 TL) davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,84 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı bankadan alınmasına,10.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.