Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/2691 E. 2021/790 K. 03.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2691
KARAR NO : 2021/790
KARAR TARİHİ : 03.02.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08.03.2016 tarih ve 2013/158-2016/195 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı banka arasında kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, davacının kredi kartı borcunu ödeyememesi üzerine icra takibine geçildiğini, davacının Emekli Sandığından emekli olduğunu, yazılı muvafakat olmamasına karşın maaşına haciz konulduğunu, Kadıköy İcra Mahkemesine başvuruda bulunarak 06.06.2012 tarihinde maaşının üzerindeki haczin kaldırıldığını, haczin İcra Hukuk Mahkemesi kararıyla kaldırılmasına kadar olan dönem olan 01.10.2008- Haziran 2012 tarihleri arasında yapılan haksız kesinti miktarın dava tarihiden itibaren ticari avans faiziyle davalıdan alınarak ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, haciz konulan maaşın emekli maaşı olduğunu bilme durumunun olmadığını, haczin 2006 yılında talep ve tatbik olunduğunu, emekli maaşına haciz konulmamasına dair yasal düzenlemenin 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girdiğini, davacının İcra Hukuk Mahkemesi’ne müracaat ettiğini, maaşın emekli maaşı olduğu yönünde şikayette bulunduğunu, 06.06.2012 tarihinde merci kararı doğrultusunda maaşındaki haczin kaldırıldığını, davacının istirdat davası açma koşulları bulunmadığını, davacının bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davayı açtığını, yapılan işlemlerde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmeye dayalı bir ilişki olması nedeniyle 10 yıllık süre söz konusu olduğu, temel ilişki nedeniyle davanın süresinde olduğu, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten haczin kalktığı Haziran 2012 tarihine kadar davalı tarafça yapılan kesinti miktarının 9.348,56 TL olduğu tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 478,96 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 03.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.