YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2364
KARAR NO : 2021/4655
KARAR TARİHİ : 01.06.2021
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10/01/2017 tarih ve 2015/413 E. – 2017/26 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 18/03/2020 tarih ve 2019/117 E. – 2020/393 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, taraflar arasındaki icra takibine konu alacağı anlaşarak sonlandırmak ve şirket hisse devri nedeni ile 18/06/2014 tarihinde sulh ve hisse devri sözleşmesi yaptıklarını, davalılar tarafından muhtelif ödeme tarihli 10 adet senet verildiğini, sözleşmenin 7/son fıkrası gereği senetlerin 5 iş günü içinde ödenmemesi halinde 800.000,00 TL ceza koşulu belirtildiğini, son ödeme tarihi 06/04/2015 olan 100.000,00 TL tutarlı senetin 07/04/2015 tarihinde ödendiği, ödeme tarihi 30/04/2015 olan 35.000,00 TL bedelli senedin zamanında ödenmediği için Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2015/4946 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, cezai şart uyarınca 800.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, davaya konu bonoların süresinde ödendiğini, ancak 10. bononun 30/04/2015 tarihinde ödenmesi gerekirken sehven unutulduğunu ve yapılan araştırma neticesinde Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2015/4946 Esas sayılı takip dosyasına konu edildiği farkedildiğinden aynı gün içerisinde 13/05/2015 tarihinde ödenerek dosyanın kapatıldığını ve tüm emre muharrer bono bedellerini ödeyerek sözleşmeden kaynaklanan borcunu sona erdirdiğini, sözleşme incelendiği taktirde cezai şart değil tazminat olarak düzenlendiğini, borcun davalılar tarafından mı yoksa tüzel kişilikler tarafından mı ödeneceği gibi bir çok hususta açık ve mukayyet olmadığını, hükmün muğlak olduğunu, talep edilen ceza koşulunun davalı tarafı temerrüte düşürülmediğinden muaccel olmadığını, davacılardan son ödenmeyen bono bedelinin ifasını çekincesiz olarak kayıtsız şartsız kabul ettiklerinden ceza koşulunu da ayrıca talep edemeyeceklerini, açılan davanın tamamen kötü niyetli olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen ceza şartının fahiş olduğunu, ticari işletme ve şahısların mahvına sebep olacağından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; sözleşme konusu bütün bonoların zamanında ödendiği, sadece 100,000.00.- TL bedelli bir bononun vade tarihinden bir gün sonra ödendiği, sözleşme konusu 35.000.00.- TL tutarlı diğer bir bononun ödemesinin 13 gün gecikmesi sebebi ile uyuşmazlık konusu bononun 20 katından fazla fahiş miktarda cezai şart belirlenmesi, alacaklının bononun vadesinin geldiğini ödememe protestosu ya da ihtar çekme yolu ile borçluya bildirmeyerek bonoya dayalı borç götürülecek borç olmasına rağmen doğrudan icra takibi başlatıp aynı gün borcun davalı tarafça ödenmiş olmasına rağmen aynı gün davayı açmış olması davacının kasti bir şekilde kötüniyetli olarak ahlaka ve dürüstlük kurallarına aykırı şekilde davrandığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasında Sivas 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/223 sayılı takip sayılı dosyasındaki borcun tasfiyesi ve şirket hisse devrine yönelik olarak 18/06/2014 tarihinde harici sulh sözleşmesi ve hisse devir sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 7. maddesi kapsamında davalılarca düzenlenen ve lehtarı … olan 10 adet senet verildiği, senetlerden herhangi birinin vadesinin 5 iş gününden fazla geçmesi halinde senet bedellerine ilaveten 800.000,00 TL tazminat ödeneceğinin kararlaştırıldığı, somut olayda davalılarca sözleşmede belirtilen 9 adet senet bedelinin kararlaştırılan vade tarihi veya vadeden itibaren 5 iş günü içerisinde gecikmeksizin ödendiği, davaya konu 35.000,00 TL bedelli senedin ise vadesinin 30/04/2015 tarihi olup, söz konusu senedin sözleşmede kararlaştırılan vadeden itibaren 5 iş günü içerisinde ödenmediğinden bahisle davacı tarafça Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2015/4946 takip sayılı dosyasında 13/05/2015 tarihinde takibe konulduğu ve aynı tarihte davanın açıldığı, davalılarca dava dilekçesi ve ödeme emri kendilerine tebliğ edilmeden önce 14/05/2015 tarihinde senet bedelinin icra müdürlüğüne ödendiği, sözleşmeye konu 10 adet senet olup, senetlerin 9 adetinin ödendiği, kalan ve davaya konu olan senede yönelik olarak davacı tarafça davalıya herhangi bir yazılı ihbar yapılmadan sözleşmede belirtilen ve senet bedelinin yaklaşık 23 katı oranında fahiş miktarda cezai şartın davacı tarafça talep edilmesinin TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçeleriyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen sözleşmede düzenlenen bonoların vadeden itibaren 5 gün içerisinde ödenmemesi durumunda cezai şart kararlaştırılmış ise de; TTK. 778/1-c bendi atfı ile uygulanması gereken TTK. 708 maddesi gereğince davacıların elinde bulunan bononun ibrazı gerekmesine ve bonoyu ibraz etmelerine rağmen vadeden itibaren 5 gün içerisinde ödenmemiş olduğunun iddia ve ispatlanmamış olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 01/06/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.