Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/2139 E. 2021/5849 K. 30.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2139
KARAR NO : 2021/5849
KARAR TARİHİ : 30.09.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.05.2018 gün ve 2016/292 – 2018/168 sayılı kararı bozan Daire’nin 06.11.2019 gün ve 2018/5729 – 2019/6912 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, davacı …’nun davalı banka ile imzalamış olduğu yazılı sözleşme uyarınca, davalı nezdindeki kiralık kasanın yasal kullanıcısı olduğunu, davacı …’nun, kiralık kasasını açmak ve işlem yapmak üzere 28.01.2003 tarihinde bankaya gittiğinde banka kılavuz anahtarının kasa kilidini çevirmesine karşılık, davacıya verilen anahtarın kilidi çevirmemesi sonucu kilidin açılamadığını, ertesi gün banka çilingiri tarafından kasanın açıldığını ve kasanın içindekilerin yerinde olmadığının anlaşıldığını, kıymetli eşyalarının bulunduğu kasanın boşaltılması sebebiyle davacıların çok üzüldüklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.500,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın, temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 80.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davalının kasa içerisinde bulunanlar bakımından herhangi bir sorumluluğunun ya da garanti yükümlülüğünün bulunmadığını, davacının her zaman için tek başına hareketle kiralık kasa içerisinde bulunanları alma ve tasarrufta bulunma imkanına sahip olduğunu, kiralık kasa sözleşmesinin 3. maddesinde bankanın, kiraladığı kasaların içinde bulunanlardan sorumluluk kabul etmeyeceğinin, kaza ve mücbir sebep sonuçlarından, ağır kusuru dışındaki hallerden hiçbir şekilde sorumlu olmayacağının düzenlendiğini, manevi tazminatın koşullarının gerçekleşmediğini, davacılardan …’nun davada davacı sıfatının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında davacı … yönünden maddi ve manevi tazminat istemine yönelik davanın usulden reddine, davacı … yönünden maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar, Dairemizce bozulmuştur.
Davacılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 10,30 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 520,95 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 30/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.