Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/2136 E. 2021/2805 K. 24.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2136
KARAR NO : 2021/2805
KARAR TARİHİ : 24.03.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16.01.2020 tarih ve 2019/100-2020/35 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Rusya Federasyonu’nda kurulu bulunan “Time Travel” adlı firmanın tek sahibi ve ortağı olduğunu, davalının müvekkili şirket tarafından “Time Travel”in genel müdürü olarak atandığını, ancak görevi ile ilgili imkan ve şartları kötüye kullanarak şirketin kasasından haksız olarak paralar çektiğini, davalının aldığı paraları ödemediği gibi hakkında başlatılan icra takibine karşı da itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itiraza uğrayan 32.369 USD alacağın faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin hiçbir zaman davacının çalışanı olmadığını, davacının yurt dışında bulunan ve tüzel kişiliğe haiz olan bir şirket adına talepte bulunmasının hukuki dayanağı olmadığını, bu itibarla davacılık sıfatının da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, 5718 sayılı MÖHUK 9/4 maddesi uyarınca tüzel kişilerin veya kişi veya mal topluluklarının hak ve fiil ehliyetleri, statülerindeki idare merkezi hukukuna olduğu ancak fiilî idare merkezinin Türkiye’de olması hâlinde Türk Hukuku uygulanabileceği, dava dilekçesinde ifade edilen Rusya’da kurulu “Time Travel” adlı firmanın tüm hisselerinin davacıya ait olduğu ve davacının Türkiye’de mukim bir şirket olduğu, idare merkezinin Türkiye’de bulunduğu, keza davalının da Türk vatandaşı olup somut olay dahilinde firmanın Rusya’da kurulu olması dışında başkaca yabancılık unsuruna rastlanmaması sebebiyle uyuşmazlık konusu hadiseye uygulanması gereken hukukun Türk Hukuku olması gerektiği, bu bağlamda davacı ortağın dolaylı zarar iddiası kapsamında açtığı söz konusu zarar tazmin istemini doğrudan kendisi adına değil ortaklık adına verilmesini talep edebileceği, ancak davacının zararı kendi adına talep ettiği, bu halde davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacının dava dışı Rusya Federasyonu merkezli şirketin fiili idare merkezinin Türkiye’de olmadığı yönünde herhangi bir iddiasının bulunmaması karşısında uyuşmazlığa Türk Hukuku’nun uygulanmasının yerinde olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.