Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1679 E. 2021/1845 K. 01.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1679
KARAR NO : 2021/1845
KARAR TARİHİ : 01.03.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 31.05.2018 tarih ve 2016/120 E- 2018/176 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.01.2020 tarih ve 2018/1876 E- 2020/83 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin “ÖRTEKS+şekil” ibaresinin tescili için yaptığı 2014/71893 sayılı başvuruya, müvekkilinin “KORTEKS” ibareli tescilli markaları ile benzerlik, önceye dayalı hak sahipliği ve tanınmışlık iddialarına dayalı olarak yaptıkları itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, markaların arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, daha da önemlisi müvekkilinin tanınmış olduğu tekstil sektöründe tüketicinin karşısına çıkmak isteyen davalı şirket markasının müvekkilinin markalarının serisi olarak algılanacağını, markanın tescili halinde müvekkilinin tanınmış markalarının zarar görebileceğini ileri sürerek, 2015-M-12440 sayılı YİDK kararının iptaline, 2014/71893 sayılı marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili, markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin 1992 yılında kurulduğunu, “Örteks” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanının ayırt edici bir unsuru olup kullanımının 24 yıl öncesine dayandığını, markaların benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı markasının tescil kapsamında bulunan 27. ile 35. sınıftaki bir kısım hizmetler yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu, davacının 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesine dayanan iddialarını ispat edemediği, davacının tekstil alanındaki faaliyetlerinde kullandığı ticaret unvanı ile davalı şirket markası arasındaki benzerliğin daha önce tespit edilen emtia benzerliğini genişletmediği, davacının tanınmışlık iddialarının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, benzer bulunan mal ve hizmetler yönünden YİDK’nın 2016-M-12440 sayılı kararının iptaline, benzer mal ve hizmetler yönünden davalı şirket adına tescilli 2014/71893 sayılı ‘’ÖRTEKS+şekil’’ ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olduğu, başvuruda yer verilen şekil unsurunun başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, davacı markalarının tanınmış olduklarının ispat edilemediği, iltibas değerlendirmesinde karşılaştırılan markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerin dikkate alınacağı, bu nedenle taraf şirketlerin fiilen faaliyette bulundukları sektörlerin işbu uyuşmazlık açısından bir öneminin olmadığı, marka hükümsüzlüğü davası yönünden de dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK hükümlerine göre değerlendirme yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, Mahkemece, davacının itirazına dayanak ”Korteks” ibareli markaları ile davalı şirketin ”Örteks+şekil” ibareli marka başvurusu arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle davanın kabülüne karar verilmiş ise de; davacının itirazına dayanak ”Korteks” ibareli marka ile davalı şirketin ”Örteks” ibareli marka başvurusundaki ”teks” eklerinin markaların tescil kapsamında bulunan 27. sınıftaki emtialar yönünden yaygın olarak bilinen ve kullanılan bir ek olduğu, bu ibareyi taşıyan markaların, söz konusu ek yönünden ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, yaygın kullanılan bu ekler dikkate alınmadığında, ayırt edicilik sağlayan kısımları itibariyle markalar arasında bütüncül intiba açısından bir benzerlik bulunmadığı, ayrıca davalının dava konu marka başvurusunda ”Örteks” ibaresi ile birlikte şekil unsurunun da kullanıldığı göz önüne alındığında, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin bulunmadığının kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmadığından, kararının bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekili ile davalı şirket vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerde davacı vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine yer olmadığına, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 01.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.